Türkiye'de çevre sorunları - Vikipedi

Istanbul Boğazı'nda kirlilik

Türkiye'de çevre sorunları ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ilgilenmektedir.

2002 yılından itibaren illerden toplanan verilerle Türkiye çevre sorunları tespit edilmeye çalışılmıştır. İllerden gelen verilerin birleştirilmesi ile 2014 yılında bir rapor yayımlanmıştır.[1] Bu rapora göre Türkiye'de su kirliliği 32 ilde, hava kirliliği 27 ilde, atıklar 19 ilde, gürültü kirliliği 2 ilde, erozyon 1 ilde öncelikli çevre problemidir. Geçmiş yıllar ile karşılaştırıldığında atıklar ve hava kirliliğinin öncelikli olduğu il sayısı azalmıştır. Atık tesislerinin yapılması ve doğalgaz kullanımının bu gelişmeye neden olduğu düşünülmektedir. Su kirliliği yaşayan illerin sayısında artış olmuştur.

Yüzey suları[değiştir | kaynağı değiştir]

İllerden gelen yüzey suları tespitlerine göre Türkiye sularının; %38,9'u çok kirlenmiş su, %28,4'ü kirlenmiş su, %16'sı az kirlenmiş su, %16,7'si yüksek kaliteli su sınıfındadır. Yüzey sularını kirleten etkenler; başta evsel atık sular olmak üzere, zirai gübre ve ilaç kullanımı, evsel katı atıklardır.

Yeraltı suları[değiştir | kaynağı değiştir]

Yeraltı suları en fazla zirai gübre ve ilaç kullanılmasından kirlenmektedir. Evsel atık sular, sanayi atık suları, hayvancılık atık suları diğer kirleticilerdir.

Yüzme suları[değiştir | kaynağı değiştir]

20 ilde yapılan incelemelerde plaj veya yüzme alanlarında su kalitesi belirlenmiştir. Yüzme sularının %1,5'i çok kötü (D)sınıfı, %2,5'i kötü (C) sınıfı, %61'i iyi (B) sınıfı, %34,8 çok iyi (A) sınıfıdır. Yüzülen suları çoğunlukla evsel atık sular, evsel katı atıklar, göl-deniz taşıtları kirletmektedir.

Antalya yapılan ölçümlerde, Akdeniz kalite açısından çok iyi, Karadeniz ve Ege Denizi iyi, Marmara suları çok iyi sınıfındadır. Marmara'da incelenen alanda (Bursa, Tekirdağ) çok iyi sınıfında çıksa da, başka alanlarda çok kötü ve kötü kısımları da bulunmaktadır. Ege Denizi'ni deniz taşıtları, Karadeniz'i evsel katı atıklar, diğerlerini evsel atık sular kirletmektedir.

Beyşehir Gölü'nde çok kötü sınıfında alanlar tespit edilmiştir. Evsel atık sular, katı atıklar, sanayi atıkları, sanayi atık suları, zirai ilaç ve gübreler ile göl taşımacılığı başlıca kirlilik nedenleridir.

Özellikle küçük yerleşim yerlerinde arıtma tesislerinin olmaması evsel atık sularını en önemli kirletici yapmıştır. Kanalizasyon sisteminin olmaması veya yetersiz kalması kirlilikte bir diğer nedendir. 45 ilde mali sorunlar, 21 ilde sosyal bilinçsizlik su kirliliğinin çözümünde karşılaşılan güçlüklerdir.

Hava kirliliği[değiştir | kaynağı değiştir]

İstanbul

81 ilin asıl hava kirleticileri şu şekilde tespit edilmiştir: 1'inde termik santral, 2'sinde diğer sanayi, 5'inde karayolu trafiği, 5'inde imalat sanayi, 67'sinde konut ısıtma. İstanbul, Bursa, Kocaeli, Hatay ve Bilecik sanayi nedeniyle hava kirliliği yaşamaktadır. Karabük ve Düzce diğer sanayi kolları ana kirleticidir. Sakarya, Aydın, Eskişehir, Malatya ve Kayseri'de karayolu trafiği, Çanakkale'de termik santral öncelikli kirleticilerdir.

Hava kirliliğin önlememesinin nedenleri olarak; 25 ilde alım gücü düşük vatandaşların kalitesiz kömür kullanımı, 15 ilde arazi şartları, 14 il toplumsal bilincin eksikliği, 6 ilde yetersiz denetim, 6 ilde ateşçi eğitimsizliği, 6 ilde meteorolojik nedenler, belirlenmiştir. İnsanlara en zehirli hava kirliliği[2] ve göğüs hastalıklarına neden olan PM 2,5 gibi kirleticilere dair de herhangi bir kısıtlama Türkiye'deki mevzuatlarda yer almamaktadır.[3]

Çözümler[değiştir | kaynağı değiştir]

İstanbul için trafiğin yoğun olduğu yerleri araçlara ücretli-girişli[4] ve Türkiye'nin vergi sisteminin emisyonları da dikkate alacak şekilde revize edilmesi gerekir.[5]

Atıklar[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkiye'de çoğu yerleşim alanında atık depolama alanı yoktur veya yetersizdir. Geri dönüşüm tesislerimiz oldukça yetersizdir. Atıkların önemli kirletici olduğu illerden Sakarya, İzmir, Uşak'ta sanayi atıkları, Bilecik ve Burdur'da mermer ocakları, Düzce, Bolu ve Afyon'da kanatlı hayvan atıkları problem teşkil etmektedir. Kocaeli, İstanbul ve İzmir'deki tehlikeli atık tesisleri yetersiz kalmaktadır.

Toprak kirliliğinin ana nedeni 38 ilde vahşi çöp depolaması, 12 ilde sanayi atıklarıdır.

Gürültü kirliliği[değiştir | kaynağı değiştir]

Türkiye'de gürültü kirliliğinin 1. öncelikli çevre sorunu olduğu iki il bulunmaktadır: Adana ve Eskişehir. Adana'da; eğlence mekanlarının müzik sesi, küçük imalathanelerin şehir içinde bulunması, TEM'in gürültüsü ana sorunlardır. Eskişehir'de ise; şehir merkezindeki eğlence mekanlarının gürültüsü şikayet kaynağıdır.

Erozyon[değiştir | kaynağı değiştir]

Şiddetli erozyon, Nallıhan

Türkiye dünyada erozyona en fazla maruz kalan ülkelerden biri olmasına rağmen şehir merkezlerindeki diğer sorunlar öne çıkmasını engellemektedir. Erozyon yine de Sivas'ta 1., Iğdır'da 2., Kırşehir ve Kayseri'de 3. çevre sorunudur.

Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir]

Dış bağlantılar[değiştir | kaynağı değiştir]

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ "Türkiye Çevre Sorunları ve Öncelikleri Değerlendirme Raporu" (PDF). Çevre ve Şehircilik Bakanlığı. 2014. 8 Mart 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ekim 2015. 
  2. ^ Wasley, Andrew; Heal, Alexandra; Harvey, Fiona; Lainio, Mie (13 Haziran 2019). "Revealed: UK government failing to tackle rise of serious air pollutant". The Guardian (İngilizce). ISSN 0261-3077. 13 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Haziran 2019. PM2.5 is probably responsible for somewhere between half and three-quarters of the total harm we derive as humans from air pollution 
  3. ^ "Hava Kirliliği ve İstanbul; Alarm zilleri". Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği. 23 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Ağustos 2016. 
  4. ^ Melis Alphan. "Yetti artık İstanbul'un trafiği!". Hürriyet. 18 Mayıs 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Nisan 2017. 
  5. ^ "Türkiye'de Ulaşım Emisyonlarının Azaltılmasında Motorlu Araç Vergileri ve Trafik Yoğunluğu Ücreti Nasıl Kullanılabilir?" (PDF). SABANCI ÜNİVERSİTESİ-. 7 Mayıs 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Nisan 2017.