Bizans-Hazar ilişkileri - Vikipedi

Hazar-Bizans ilişkileri, 7. yüzyılın ikinci çeyreğinden 11. yüzyılın ilk çeyreğine kadar devam eden ve genellikle savaşlarla geçen ilişkilerdir. 7. yüzyılın başlarından itibaren Hazar Türklerinin güçlü güneybatı komşusuyla uzun süreli ilişkileri oluşmaya başlamıştır.

Hazarlar, 7. ve 8. yüzyıllarda batıda Araplar'la çetin bir mücadele içine girip, ağır kayıplar verdikleri halde Doğu Avrupa ve Bizans sınırları ile Kırım ve Azak sahillerinde nüfuzlarını artırmışlardır. Kırım Gotları 7. yüzyılda Hazarlara tabi olmuşlardır. Hazarlar 787 yılında Güney Kırım'daki Doros (şimdiki Mangup) kalesini ele geçirmişler ve böylece Gotların Kırım'daki hâkimiyetini sona erdirmişlerdir.[1] Hazar Hakanlığı; 8.-9. yüzyıllarda büyüyerek sınırları batı ve kuzey yönünde genişlemiştir. Hazar Kağanlığı, Doğu Avrupa'nın güçlü devletlerinden biri olarak her kavimden belli şartlara göre vergi almıştır. Örneğin; Desna Nehri boyundaki Slav kabilelerden ev başına yılda bir kıymetli hayvan kürkü alınıyordu.[2] Karadeniz'in kuzeyi, Karadeniz sahilleri, Kuban Nehri boyları ve Kırım'ın Hazarların eline geçmesi üzerine Bizans ile Hazarlar arasındaki ilişkiler büsbütün sıklaşmıştır.[3] Her iki devlet arasındaki ilişkiler Araplara karşı olan ortak düşmanlıktan dolayı genellikle dostane olmuş ve 8. yüzyıl boyunca devam eden siyasi ortaklık evlenmelere varacak ölçüde önem kazanmıştır.[4] Bizans imparatoru II. Justinianos'da Hazar hakanının kızı ile evlenmiştir. 695 yılında askeri bir darbeyle tahttan indirilen II. Justinianos, Kırım'daki Gotların yanına kaçmış, Gotlar da onu Kırım'ın o zamanki hakimi olan Hazar hakanı Busir'e (Bizanslılar İbuzir Gliavan demekteydi) teslim etmişlerdir. 704'te Busir, kızkardeşini II. Justinianos ile evlendirmiştir. Tarihçi Günah Çıkartıcı Theofanis'e göre; Bizans'ın yeni imparatoru III. Tiberius, 705'te II. Justinianos'un ölü ya da diri yakalanıp kendisine teslim edilmesi karşılığında büyük bir armağan teklif etmesi üzerine Busir, Tmutarakan temsilcisine II. Justinianos'un ölüm talimatını verdiyse de[5] II. Justinianos, karısının yardımıyla kurtularak Konstantinopol'e döndü ve Bulgar hükümdarı Tervel Han'ın yardımıyla tekrar tahta geçti. Bu arada Cherson'u ele geçiren Hazarlara 710'da savaş açtı. Cherson'u ele geçirmesine karşın Hazar hakanından da yardım alan Chersonlu isyancılar, Kırım'ı ele geçirdi. Bu sırada savaşa giden ordu, 711'de Filippikos'un tarafına geçti ve II. Justinianos asıldı.[6] Araplar karşısında Hazarlar ve Bizanslıların beraber hareket etmesi III. Leon zamanında da devam etmiş ve III. Leon, oğlu V. Konstantinos'u Hazar kağanı Bihar'ın kızıyla evlendirmiştir. Bu evlilikten doğan Hazarlı Leon 775'te tahta çıkmıştır.[7][8] Kurulan akrabalık bağlarıyla birlikte iki ülke arasında ticari ilişkiler gelişmiştir. Daha önceleri Hazarlardan askeri yardım alan Bizans, bu defa Hazar askerlerini doğrudan başkente getirmiş ve onlardan birtakım görevlerde yararlanmıştır. Hazarlar da 834-835 yıllarında saldırılardan korunmak için Sarkel Kalesi'ni yaptırmak isteyince, Bizans imparatoru Theofilos'a elçi göndererek kendisinden yardım istemişlerdir. Bizans'tan gönderilen Petronos adlı mimar idaresindeki Bizans ustaları Don Nehri'nın aşağı akış boyunda bulunan Şarkel Kalesi'ni inşa etmişler ve bu kale şehrine 300 kişilik her sene değişen bir muhafız kıtası yerleştirmişlerdir.[9] Hazar-Bizans ilişkileri, imparator Romanos Lekapenos döneminde Bizans’ın Yahudilere olan tutumu nedeniyle bozulmuştur. Bu yüzden Bizans'tan kovulan birçok Yahudi, Hazar ülkesine sığınmış ve 932 yılında Bizans'la Hazarzarların arası tekrar açılmıştır.[9][10] Bunun üzerine Hazar hakanı ülkesindeki Hıristiyanları takibe başlamış, bunu duyan I. Romanos da Kiev Knezi I. İgor ile anlaşarak onu Hazarlara karşı bir sefer düzenlemeye ikna etmiştir.[11] Bir süre sonra Bizans-Hazar ilişkileri daha da bozulmuş ve Bizans; Uz, Peçenek, As ve Alan kabileleriyle anlaşarak onları Hazarlara karşı saldırtmışsa da Hazarlar bu saldırıları geri püskürtmüşlerdir.[12]

1015 yılında Hazar Kağanlığı

Bizans ile Hazarlar arasındaki siyasi rekabet, Kırım üzerinde hakimiyet kurma istediğinden dolayı çıkmıştır. Cherson şehri, Bizans'ın Kırım’daki en önemli kolonisi ve dayanak noktasıydı. Bizans bir süre sonra eski kuvvetini kaybeden Hazarlar ile dostluğunu kesmiş, Ruslar ve diğer Türk boylarıyla anlaşıp Hazar Devleti'nin yıkılmasına sebep olmuştur. Öyle ki 1016-1019 yılları arasında Bizans'la işbirliği yapan Ruslar, Hazarlara saldırarak onların Tmutarakan şehrini ele geçirmişlerdir. Rus saldırısını engellemek isteyen Hazar hakanı Georgius Tzul, Bizans'tan yardım almak için Hıristiyanlığı kubul etmiş ancak; Bizans imparatoru II. Bazil, hakana yardım etmeyerek Rus knezi Mstislav Hazarlara karşı savaşması için kışkırtarak, Rus ordusuna yardım etmek üzere de Bizans donanmasını göndermiştir.[9] Hazar Kağanlığı, Bizans İmparatorluğu'nun da etkileri sebebiyle 11. yüzyılda çökmüştür.

Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir]

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  • Arkheograficheskoĭ kommissii. Летописи по Ипат Cкому Список, Saint Petersburg, 1871.
  • Artamonov, Mikhail İllarionoviç. Hazar Tarihi (çev. A. Batur), İstanbul, 2004.
  • Kafesoğlu, İbrahim. Türk Millî Kültürü, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 1999. ISBN 9754372366
  • Kurat, Akdes Nimet. IV-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri, Murat Kitabevi, Ankara, 1992. ISBN 975-7734-00-4
  • Kuzgun, Şaban. Hazar ve Karay Türkleri: Türklerde Yahudilik ve Doğu Avrupa Yahudilerinin Menşei Meselesi, Alıç Matbaacılık, Ankara, 1993. ISBN 975-95695-0-7
  • Günah Çıkartıcı Theofanis,Günah Çıkartıcı Theofanis Vakainameleri (kronikler), Oxford University Press, 1997. ISBN 0-19-822568-7
  • Togan, Zeki Velidi. Hazarlar md. İslam Ansiklopedisi, Cilt V, İstanbul, 1970
  • Vasiliev, Aleksandr Aleksandroviç. Bizans İmparatorluğu Tarihi I, İstanbul, 1943.

Dipnotlar[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ Togan, s.399
  2. ^ Arkheograficheskoĭ kommissii, s.10-11
  3. ^ Kurat, s.33
  4. ^ Koestler, s.26
  5. ^ Teophanes, s.520
  6. ^ Vasiliev, s. s.298
  7. ^ Artamanov, s.253
  8. ^ Kurat, s.32
  9. ^ a b c Artamanov, s.233-298
  10. ^ Koestler, s.24
  11. ^ Togan, s.400
  12. ^ Kafesoğlu, s.160