Arjantin - Vikipedi

Arjantin
República Argentina (İspanyolca)
Arjantin Cumhuriyeti
Slogan
Millî marş
Arjantin haritadaki konumu
Başkent
ve en büyük şehir
Buenos Aires
34°36′G 58°31′D / 34.600°G 58.517°D / -34.600; 58.517
Resmî dil(ler)İspanyolca (fiilen)
Tanınan bölgesel dil(ler)
Etnik gruplar
(2019)
DemonimArjantinli
HükûmetBaşkanlık sistemli federal cumhuriyet
Javier Milei
Victoria Villarruel
• Başbakan
Nicolás Posse
Martín Menem
Horacio Rosatti
Yasama organıKongre
Senato
Temsilciler Meclisi
Bağımsızlık 
25 Mayıs 1810[3]
9 Temmuz 1816[4]
1 Mayıs 1853[5]
Yüzölçümü
• Toplam
2.780.400[6] km2 (8.)
• Su (%)
1,57
Nüfus
• 2022 sayımı
47.327.407[7] (30.)
• Yoğunluk
14,4/km2[8] (214.)
GSYİH (SAGP)2021 tahminî
• Toplam
$1,02 trilyon[9] (28.)
• Kişi başına
$22.141[9] (60.)
GSYİH (nominal)2021 tahminî
• Toplam
$418,15 milyar[9] (31.)
• Kişi başına
$9.122[9] (71.)
Gini (2018) 41.4
orta
İGE (2021)artış 0.842[10]
çok yüksek · 47.
Para birimiPeso ($, ARS)
Zaman dilimiUTC-03:00 (ARZ)
Trafik akışısağ
Telefon kodu+54
ISO 3166 koduAR
İnternet alan adı.ar

Arjantin veya resmî adıyla Arjantin Cumhuriyeti (İspanyolcaRepública Argentina), topraklarının büyük bölümü Güney Amerika kıtasının güneyini kaplayan Güney Konisi’nde yer alan ülke.[11] Arjantin 2.791.810 kilometrekare (1.077.924 sq mi)'lik toplam yüzölçümü ile Güney Amerika'da ikinci, dünyada ise en büyük sekizinci ülkedir.[11] Kuzeyde Bolivya ve Paraguay, kuzeydoğuda Brezilya, batıda Şili, doğuda ise Uruguay komşusudur.[11] Güneyini Drake Boğazı, batısını And Dağları ve doğusunu Atlas Okyanusu çevreler.[6]

Arjantin 1870’li yıllardan itibaren zengin yer altı kaynakları ve tarımsal faaliyetlere elverişliliği sayesinde dünyanın en zengin devletlerinden biri olmuştur.[12] Ülkedeki ekonomik refah Arjantin'i özellikle 1870 ve 1930 yılları arasında bir göç merkezi hâline getirmiştir.[13] Bu dönemde ülkeye gelen İtalyan ve İspanyol göçmenler 2020 yılında nüfusu 45.808.747 olan ülkenin yaklaşık %90'ını oluşturur.[13]

Arjantin, başkanlık sistemiyle yönetilen demokratik, laik ve federal bir anayasal cumhuriyettir. Fiilen resmî dili, nüfusun %97’sinin anadili olan İspanyolcadır.[13]

Gelişmekte olan ülke olarak sınıflandırılan Arjantin, İnsani Gelişme Endeksi'ne göre dünyada 47., Latin Amerika'da ise Şili'den sonra 2. sırada yer alır.[13] Güney Amerika'nın 2., Latin Amerika'nın 3. en büyük ekonomisine ev sahipliği yapar.[13] Mercosur, Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğu (CELAC), Amerikan Devletleri Örgütü (OAS) ve G-20 topluluklarına üye olan Arjantin, bilimsel kapasitesi ve büyük ekonomisi sayesinde bölgesel güç olarak kabul edilmektedir.[13]

Etimoloji[değiştir | kaynağı değiştir]

Arjantin ismi, Latince gümüş anlamındaki “argentum” (plata) kelimesine dayanır. Bölgeye gelen ilk Avrupalılar olan İspanyollar, ülke topraklarının büyük gümüş rezervlerine sahip olduğuna inandıklarından buraya la Plata ismini verdiler.[14]

Tarih[değiştir | kaynağı değiştir]

1536’da İspanyol denizci Pedro de Mendoza günümüzde Buenos Aires’in bulunduğu yerde bir İspanyol kolonisi kurdu.[13] Yerliler yüzünden geri çekilen İspanyollar daha sonra 1580’de Buenos Aires’i yeniden inşa ettiler.[12]

Buenos Aires ve çevresi 18. yüzyılın sonlarına kadar İspanyollar’ın Peru genel valiliğine bağlı olarak yönetildi.[3]

18. yüzyıldaki İspanyol Bourbon monarşisi tarafından Aydınlanma Çağı’ndan ilham alan Bourbon reformlarıyla beraber[15] 1776’da günümüzdeki çoğunlukla Arjantin'i oluşturan alan Peru genel valiliğinden ayrılıp yeni kurduğu Rio de la Plata genel valiliğine bağlandı. Buenos Aires bu valiliğin başkenti oldu.[16]

Kolomb öncesi Arjantin[değiştir | kaynağı değiştir]

Arjantin topraklarındaki ilk insan izleri MÖ 10.000’li yıllara kadar uzanmakla birlikte, bilinen ilk yerleşim yerlerinin kuruluşu 9. yüzyılda gerçekleşmiştir.[13]

Bu dönemdeki Arjantin yerli halkları Patagonya, Pampa ve Chaco'da yaşayan avcılar ve toplayıcılar; Cuyo, Mezopotamya ve Córdoba'da yaşayan çiftçiler olarak iki gruba ayrılır.[13]

Tarımla ilgilenen bu ikinci grubun yaşadığı bölge 1480 yılı itibaren İnka imparatorluğu tarafından fethedildi.[13] Bu dönemden başlıca kalan anıtlar Pucará de Tilcara ve İnka yoludur.[13]

En zengin, en birleşik ve dinamik Colombus öncesi devleti 1500’lü yıllarda İnka devletiydi. Kuzeyden güneye 4.000 kilometre ilerledi ve 8 milyonluk bir nüfusa sahipti. Başarılı bir totaliter devlet olarak kaynaklarını verimli biçimde ve kamu yararı anlayışıyla kullandı. 1531’de Pizarro sahneye çıktığında, İnkaların askeri yetenekleri, nakliye (tekerleği kullanmamalarına rağmen) ve iletişimi, mühendislik, taş ve metal işçiliği, mimarisi, tıp ve cerrahlığı, tekstil ününleri ve seramikleri çok gelişmiş düzeydeydi. Ekonomi, siyaset bilimi ve sanatı da aynı şekilde gelişmişti. Bir yazı sistemine sahip olmamaları onların etkin bir yönetim oluşturmalarını önlemedi. Quipu (düğümlenmiş şeritlerden yapılan uzun ipler) ile kullanışlı bic hesaplama sistemi elde ettiler. Mutlak teokrasi ile yönetilen İnkalar, egemenliklerini fethettikleri her yerde uyguladılar. Peru'daki başkent Cuzco' dan başlayarak ortak dili kullanarak uzak noktalara ulaşan alanlaında farklı insanlan bir araya getirdiler. Tek dil, tek soylu sınıfı ve tek imparator anlayışına sahiptiler.

İspanyol İmparatorluğu Dönemi[değiştir | kaynağı değiştir]

Amerika'nın büyük bölümünü istila edip İspanyol sömürgesinin egemenliği altına alan İspanyol askerleri, kâşifleri ve maceracıları olan Konkistadorlardan birinin portresi

Amerika’nın Columbus tarafından "keşfedilmesinden" bir yıl sonra 1493'te, Borgia ailesinden Papa VI. Alexander bildiriyle Amerika kıtasını İspanya ve Portekiz arasında bölüştürdü.[13] İspanya, Arjantin’in de bulunduğu Güney Konisi’nin büyük bir bölümünü elde ettiği Papalık bildirisi Tordesillas Antlaşması'yla resmileştirildi.[13]

İspanyol asıllı denizci Juan de Solís’in 1516 yılında ayak bastığı Arjantin’de 1580 yılında ilk İspanyol kolonisi kurulmuş diğer bölge ülkelerinden daha geç gelişmesi, o dönemde değerli metaller açısından fakir olduğunun zannedilmesine bağlanmaktadır.

1536'da Pedro de Mendoza, Santa María del Buen Ayre Limanı'nı kurdu. Ancak, kıtlık ve yerli kabilelerle çatışmalar nedeniyle yerleşim başarısız oldu. Nüfusun yiyecekten mahrum bırakılan ve yerel yerli halk tarafından kuşatılan bazı sakinleri yamyamlığa sürüklendi. Şehir terk edildi ve sakinleri, bölgedeki İspanyol operasyon merkezi haline gelen Asunción'a yerleşti.

Bu Arjantin birkaç yıldır sadece Santa Fe vardı ve Arjantin denen ilk yerleşimcilerin yaşadığı yer orasıdır. Martín del Barco Centenera, 1602'de yayınlanan tarihi şiiri ("La Argentina") da bunun bir hesabını veriyor.

1580'de, Asunción şehrinden başlayarak ve Santa Fe'ye ulaştıktan sonra Juan de Garay, zamanla sadece Buenos Aires olarak bilinen Trinidad ve Puerto de Santa María de los Buenos Aires Şehri'ni yeniden kurdu. Bu şehir, Lima merkezli Peru Kral Vekilliği içinde Yeni Endülüs'in bir parçasıydı.

1531'de Francisco Pizarro İnka idaresindeki ve Arjantin’in kuzeyini de kapsayan Peru’ya ulaştı.[13] Bölgedeki İspanyollar tarafından kurulan ilk yerleşim olan Buenos Aires 1580 yılında Juan de Garay tarafından (Pedro de Mendoza’nın 1536 yılındaki başarısız girişiminden sonra) kurularak Peru Kral Vekilliği’ne bağlandı.[13]

Cizvit dönemi (1585-1767)[değiştir | kaynağı değiştir]

Cizvitlerin 1599 yılında okul olarak kurdukları Córdoba Cizvit Bloğu (Manzana Jesuítica)[13]

1585'te Arjantin'e ulaşan Cizvitler (Compañía de Jesús) ülkede ilahiyat, diplomasi, eğitim, araştırma, tarım, bilim ve sanatta nüfuz sahibi bir tarikat oldular.[3] 1587'de ulaştıkları Córdoba şehrini Peru Kral Vekilliği'nde İspanyol imparatoru tarafından tarikata tahsis edilen Paraguay Cizvit eyaletinin merkezi olarak inşa ettiler: 1588'de ilk Guaraní misyonlarını (Misiones jesuíticas en Río Grande del Sur) kurduktan sonra 1599 yılında öğretime başladıkları Córdoba Cizvit Bloğu (Manzana Jesuítica) ve 1613’te günümüzün Ulusal Córdoba Üniversitesi'ni kurdular.[3]

Cizvitler Córdoba şehrindeki merkezlerinden 1608'de Buenos Aires'e gelerek aynı yılda Colegio de San Ignacio ve 1675'te Real Colegio de San Carlos'u kurdular.[12] 1654'te Buenos Aires'in yönetiminden sorumlu Buenos Aires Cabildosu şehirdeki gençlerin eğitimini Cizvitlere emanet etti.[3]

Yüzyıldan fazla ülkedeki eğitimden sorumlu olan Cizvitlerin gücü 1767 yılında İspanyol İmparatorluğu'ndan ihraç edilmeleriyle sona erdi. Bu ihraç kararının ardında Cizvitlerin İspanyol İmparatorluğu'nun yerel halklarını savunması ve ayrıca Arjantin'de gelişen laiklik, milliyetçilik ve zamanın politik mutlakıyet anlayışı bulunuyordu.

Bourbon dönemi (1767-1806)[değiştir | kaynağı değiştir]

Latin Amerika'nın diğer bölgelerine kıyasla kölelik, Arjantin ekonomisinin gelişmesinde göreceli olarak küçük bir rol oynadı, esas olarak muazzam miktarda köle işçiliği gerektirecek olan metalik madenlerin ve şeker kamışı tarlalarının olmaması nedeniyle. 17. ve 18. yüzyıllarda tahminen 100.000 Afrikalı köle Buenos Aires limanına geldi; Bunların büyük çoğunluğu Paraguay, Şili ve Bolivya'ya gönderilmişti. Yukarı Peru pazarı, Santiago del Estero'da pamuğun ekilmesini ve keçi ile birlikte pamuğun yapıldığı yeni başlayan bir tekstil endüstrisinin kurulmasını kolaylaştırdı.

O zamana kadar Peru Kral Vekilliği'ne bağlı bölgeleri bir araya getirdi ve başkenti olan şehre tekil bir önem verdi. O zamana kadar pek önemi olmayan Buenos Aires'in

1776'da İspanyollar, diğer yeni idari bölgeler arasında Río de la Plata Kral Vekilliği'ni kurarak Peru Kral Vekilliği'ni ayırdı. Peru Kral Vekilliği'nin kapsadığı muazzam alan, hükûmet görevlerini zorlaştırdı, bu da bölünmesinin güçlü bir nedeniydi. Buenos Aires, ticari bir merkez olarak artan önemi ve kıtanın iç kısmına giriş olarak Río de la Plata'nın halicinin değeri nedeniyle başkent olarak kuruldu.

Bu vekillik, bugün Arjantin, Uruguay ve Paraguay ile birlikte bugünkü Bolivya'nın çoğunu kapsıyordu. Carlos III tarafından emredilen nüfus sayımına göre, 1778'de genel valinin nüfusu 186.526 kişiydi. Córdoba 44.506, Buenos Aires şehri 37.679, Mendoza çeyrek 8765 idi. Afro-Arjantin nüfusu önemliydi, Santiago del Estero ve Catamarca'da %50'yi aştı.33

İlk başta, Buenos Aires şehri, dış ticaret İspanya tarafından tekelleştirildiği ve Peru'da büyük miktarlarda altın ve gümüş çıkarıldığı için Lima limanına öncelik verdiği için Buenos Aires çevresinde temel malların tedarikinde ciddi sorunlar yaşadı. Sonuç olarak, güçlü bir kaçakçılık gelişmesi yaşandı. O zamanlar Buenos Aires'teki ana üretim deriydi.

Tüm kuvvetler arasında Latin Amerikalı bağımsızlıktan ticari ve mali açıdan en çok kazanç sağlamaya devam edenler Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri oldu. Amerika Birleşik Devletleri'nin göz yummasıyla Birleşik Krallık, en çok İspanyol ve Portekiz'in imparatorluk meselelerine karıştı. Napolyon savaşlarından sonra, Avrupa'da imparatorluğu eski haline getirmeye istekli olsa da, Birleşik Krallık, Yeni Dünya'da İberli kralların yeniden tahta geçmesine tereddütsüz karşı çıkıyordu. Birleşik Krallık, 1800'lerin başında İspanyol Amerika'da ortalığı karıştırmak için radikal Francisco de Miranda'yı (1750-1816) mali açıdan güçlendirdi. Ayrıca Venezuela'da bağımsızlık için savaşan cumhuriyetçi Simón Bolívar'ı (1783-1830), Arjantin, Şili ve Peru'yu özgürlüğüne kavuşturan monarşist José de San Martín'i (1778-1850) de açık bir şekilde destekliyordu. 1820'li yıllarda Peru, Uruguay, Paraguay, Kolombiya, Venezuela, Arjantin ve Bolivya'nın hepsi kendilerini İber egemenliğinden kurtarmıştı. 1815'te İspanyol egemenliğini yeniden elde etmek için İspanya'nın gönderdiği güçlü deniz kuvveti, devrimci korsanlar ile Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri tarafından sağlanan önemli askeri desteği bir araya getiremedi.

Bolívar ve San Martín'in Latin Amerika'nın yeni özgürleştirilmiş sömürgeleri arasında kazanmaya çalıştığı birlik hiç gerçekleştirilemedi. Kuzey Amerikalı sömürgecilerin sahip olduğu gibi bir özerklik geleneğinden yoksun ve Portekiz ve İspanya'nın uygulamaya koyduğu merkezcilikten bıkmış olan Latin Amerika'nın yarı feodal aristokrasileri, birleşik kontrolden ziyade politik bağımsızlığı tercih ettiler.

1776'da Buenos Aires'te Rio de la Plata genel valiliğinin kurulması ve İspanyol İmparatorluğu tarafından uygulanmaya başlanan Bourbon reformları sayesinde bölge ekonomik olarak gelişmeye başladı.[13]

Onsekizinci yüzyılın sonunda İspanyol İmparatorluğu’nun Amerika'daki topraklarında dört önemli bölüm vardı: (Meksiko’da 1535'te kurulan) Yeni İspanya, (Lima’da 1542’de kurulan) Peru, (Bogotá’da 1739’da kurulan) Yeni Granada ve (Buenos Aires’te 1776’da kurulan) Río de la Plata idi.[13]

Napolyon savaşları sırasında 1806-1807’de, Birleşik Krallık Arjantin’i işgal amacıyla Buenos Aires’e yaptıkları iki ayrı askeri çıkartma başarısız olmuştur.

Mayıs Devrimi ve Bağımsızlık Savaşı dönemi (1810-1814)[değiştir | kaynağı değiştir]

Arjantin’de de bağımsızlık hareketleri Amerikan ve Fransız devrimlerinden etkilenerek ve Napolyon’un 1808'de İber Yarımadası'nı istilasını ve 1808-1811 İspanyol kurtuluş savaşını fırsat bilerek baş göstermiştir.

Bağımsızlık hareketi 25 Mayıs 1810'da Birleşik Eyaletleri'nin ilk hükûmeti olan Birinci Cunta'nın kuruluşuna yol açarak[17] Tucumán Kongresi'nin kurulmasıyla sonuçlandı.

Río de la Plata Birleşik Eyaletleri Yüksek Direktörlüğü (1814-1820)[değiştir | kaynağı değiştir]

24 Mart 1816'da Arjantin'in Tucumán şehrinde başlayan Tucumán Kongresi'ne Birleşik Eyaletleri oluşturan Buenos Aires eyaleti ve Arjantin'in kuzeybatı ve orta-batısında bulunan eyaletler davet edilirken, Federal Birlik oluşturan eyaletler davet edilmedi. Tucumán şehrinde 16 Ocak 1817'ye kadar devam eden kongrede Santa Fe, Entre Ríos, Corrientes, Misiones ve günümüzde Uruguay'ı teşkil eden Doğu Uruguay Devletinden 33 milletvekili ile[13] 9 Temmuz 1816'da bugün hâlâ Arjantin Cumhuriyeti'nin yasal isimlerinden biri olan Río de la Plata Birleşik Eyaletleri'nin bağımsızlığını ilan ettiler.[13]

Bağımsızlık ilan edildikten sonra, yeni kurulan ülkenin anayasasını hazırlamak için Buenos Aires'te 12 Mayıs 1817'den 11 Şubat 1820'ye kadar toplanmıştı.[13] 1817'de Buenos Aires’te yeni bir anayasa taslağı çıkarmak için bir araya gelenl Federalistlerin endişesi, özgürlüğün genişletilmesi değil fakat çoğunluğun gücünün nasıl sınırlanacağıydı.[13] Sonuçta bir sınır toplumunun dengeleyici şartları ve Avrupalıların aristokrat geleneklerinini dikkate alan bir uzlaşma ile hazırlanan 1819 Arjantin Anayasası 25 Mayıs 1819'da Kongre ve Birlikçiler tarafından kabul edilse de Federalistlerin reddetmesiyle 1819 Anayasası yürürlüğe girmedi.[13]

11 Şubat 1820'de son Río de la Plata Birleşik Eyaletleri Yüksek Müdürü José Rondeau'nun istifası ile Kongre faaliyetlerine son verdi.[17]

Birlikçi Cumhuriyet – Birinci Başkanlık Hükümeti (1826-1827)[değiştir | kaynağı değiştir]

1825 ve 1828 arasında Brezilya Arjantin ile savaştı.

Arjantin Konfederasyonu (1827-1862)[değiştir | kaynağı değiştir]

1852’ye kadar ulusal hükûmeti olmayan Arjantin’deki iktidar mücadelesi ülkeyi iç savaş ortamına sürükledi.[5] İktidar mücadelesindeki taraflar merkezi idareyi destekleyen Birlikçiler ve mahalli idareyi destekleyen Federalistlerdi.[5]

Federalistlerin başını bu dönemde Buenos Aires eyalet valisi ve 1835-1852 arasında Arjantin Konfederasyonu’nun ana lideri olan diktatör Juan Manuel de Rosas çekiyordu.[5]

1852 yılında Rosas'a karşı Brezilya, Uruguay, Arjantin'in Entre Ríos, Corrientes ve Santa Fe eyaletleri bir ittifak kurdu.[5] 1852 Caseros Savaşı’nda Entre Ríos valisi Justo José de Urquiza yönetimindeki ittifak ordusu Ejército Grande, Rosas'ın komutanlığındaki Arjantin Konfederasyonu'nu malup etti.[5] Bu yenilgi Rosas'ın Buenos Aires valiliğinden istifası ve Büyük Britanya'ya sürgün edilmesiyle sonuçlandı.[5]

1852 yılında Federalist Rosas’ın dikta rejiminin yıkılması sonucu ülkede, yeni bir kurucu meclisi kuruldu.[5] Buenos Aires eyaleti bu meclise katılmayı reddedip Buenos Aires Devleti olarak Arjantin Konfederasyonu’ndan bağımsızlığını ilan etti.[13]

Buenos Aires dışındaki bütün eyaletleri içeren yeni meclis 1853’te Arjantin'in ilk anayasasını kabul ederek başkenti Paraná’ya taşıdı.[13]

Arjantin Konfederasyonu ve Buenos Aires Devleti arasında artan gerilim 1859 yılında Buenos Aires Devleti'nin yenilgisiyle sonuçlanan Cepeda Savaşı'na yol açtı.[13] Savaş sonrası San José de Flores Anlaşmasını imzalamaya zorlanan Buenos Aires Devleti, tekrar Arjantin Konfederasyonu'na katıldı.[13]

Nihai yeniden birleşme, Bartolomé Mitre'nin Buenos Aires Devlet Başkanlığı sırasında Buenos Aires'in zaferiyle sonuçlanan Pavón Savaşı'ndan (1861) sonra Buenos Aires yönetiminde gerkçekleşti. 1862 yılında Arjantin Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı olarak Buenos Aires belediye başkanı Bartolomé Mitre seçilmiş ve başkent Buenos Aires’e geri taşınmıştır.[17]

Organización Nacional (1862-1880)[değiştir | kaynağı değiştir]

1865'te Arjantin, Paraguay'ın Corrientes şehrini işgal ederek karşılık verdiği Uruguay'da bir iç savaşa tekrar karıştı. Brezilya ve Uruguay ile bir Üçlü İttifak imzaladıktan sonra Arjantin, Paraguay'a karşı beş yıl süren ve 10.000 Arjantinli askerin katılımını gerektiren Üçlü İttifak Savaşı'na (Guerra de la Triple Alianza) katıldı. Paraguay, 1870'te sonunda mağlup oldu ve büyük bir bölümünü geride bıraktı. erkek nüfusu tamamen harap oldu ve öldü. Muazzam ekonomik maliyetine ve insan hayatına rağmen, Arjantin'de iç savaşların devam etmesine neden olan bu ülke, sınırın kuzeydoğuya sabitlenmesi nedeniyle kuzeydoğudaki sınırlarını pekiştirmeyi başardı. Pilcomayo, Paraguay ve Paraná nehirleri.

Mitre'nin ve özellikle Sarmiento ve Avellaneda'nın başkanlıkları sırasında Arjantin, geniş bir demiryolu ağı ve eğitim sisteminin ilerlemesiyle desteklenen tarımsal ihracatçı bir ülke olarak dünya ekonomisine dahil edildi. 1874 ve 1880'deki iki kanlı devrimden sonra, geçen yıl Buenos Aires şehri federalize edildi ve vilayetler ile başkent arasında kalıcı bir denge kuruldu.

Buenos Aires valisi olan Bartolomé Mitre 1862’de yeni ülkenin ilk cumhurbaşkanı olarak seçildi.[17]

Domingo Faustino Sarmiento cumhurbaşkanığı sırasında Arjantin'de halk eğitiminin gelişmesine olan bağlılığıyla tanınır.[17]

1868-1874 yılları arasında Arjantin Devlet Başkanlığını yürüten Sarmiento, birtakım yenilikler gerçekleştirmesinin yanı sıra, Avrupa ülkelerinden göçmenlerin gelişini de teşvik etmiştir. Arjantin’de iç sorunlar, 1880 yılında genç bir Albay olan Julio Roca’nın Pampa ve Güney’deki yerli halkı tümüyle yok ederek yönetimi de ele geçirmesi sonucunda ortadan kalkmış ve ülkenin birliği bu olaylar akabinde kurulabilmiştir. 1880-1886’da ve 1898-1904 yılları arasında iki dönem Devlet Başkanlığı yapan Roca, Patagonya’yı da Arjantin’e bağlamıştır.

1868-1874 yılları arasında Arjantin Cumhurbaşkanlığını yürüten Domingo Faustino Sarmiento modern, ilerici ve laik bir ulus devlet yaratmak için politik, ekonomik ve kültürel alanlarda sekülarist ve milliyetçi karakterde reformlar gerçekleştirmiştir.[17] Cumhurbaşkanığı dönemi sırasında 800 yeni okul inşa edip seküler ve bilimsel ilköğretim ücretsiz ve zorunlu hale getirdi.[17] La Ley de Subvenciones de 1871 ile yabancı okullar ve kiliseye bağlı okullar devlet denetimine alındı. Bu ilerlemelerin yanı sıra, Avrupa ülkelerinden göçmenlerin gelişini de teşvik etmiştir.[17]

80 Jenerasyonu – Muhafazakar Dönem (1880-1916)[değiştir | kaynağı değiştir]

Arjantin’de iç sorunlar, 1880 yılında genç bir Albay olan Julio Roca’nın Pampa ve Güney’deki yerli halkı tümüyle yok ederek yönetimi de ele geçirmesi sonucunda ortadan kalkmış ve ülkenin birliği bu olaylar akabinde kurulabilmiştir.[5] 1880-1886’da ve 1898-1904 yılları arasında iki dönem Cumhurbaşkanlığı yapan Roca, Patagonya’yı da Arjantin’e bağlamıştır.[5]

İki yıl süren ciddi bir ekonomik kriz nedeniyle Arjantin'de yükselen işsizlik ve Arjantin İşçi Hareketi'nin bitmeyen grevleri yüzünden 1899'da Arjantin kargaşa içindeydi.[13] General Roca'nın 1880-1886 cumhurbaşkanlığı sona erdiğinde yerine gelen Miguel Juárez Celman'ın cumhurbaşkanlığı döneminde ve muhalefet tarafından Unicato olarak adlandırılan hükûmet yolsuzluk ve otoriterlikte suçlanmaktaydı.[12]

1 Eylül 1889'da bir grup genç, rejim karşıtlarını bir çatı altında toplamak için Buenos Aires şehrinin Florida bahçesinde büyük bir toplantı düzenleyerek Yurttaş Gençlik Birliği'ni kurdular.[3]

Yurttaş Gençlik Birliği, muhalefetten Leandro N. Alem, Bartolomé Mitre gibi politikacılar Yurttaş Gençlik Birliği'ne desteğiyle 13 Nisan 1890'da Yurttaş Birliği siyasi bir parti olarak kuruldu.[15]

Leandro N. Alem ve Bartolomé Mitre liderliğindeki Yurttaş Birliği sempatizanları, 26 Temmuz 1890'da, Cumhurbaşkanı Juárez Celman'ın istifasına yol açan Park Devrimi adı verilen silahlı ayaklanmasında rol aldılar.[16]

Yurttaş Birliği ülke çapında örgütlense de Bartolomé Mitre ve Alem'in arasındaki anlaşmazlık nedeniyle Alem'i destekleyen Radikal Yurttaş Birliği ve Mitre'yi destekleyen Ulusal Yurttaş Birliği olarak ikiye ayrıldı.[4] O zamandan beri Ulusal Yurttaş Birliği destekçileri sivil adıyla ve Radikal Yurttaş Birliği destekçileri radikaller olarak tanınmaya başlandı.[17]

1889'da Arjantin kargaşa içindeydi: İki yıl süren ciddi bir ekonomik kriz, ücretlerde keskin bir düşüşe, işsizliğe ve daha önce hiç görülmemiş bir grev patikasına neden oldu. General Julio Argentino Roca'nın (1880-1886) başkanlığını, hükûmeti yolsuzluk ve otoriterlik raporları ile karakterize edilen kayınbiraderi Miguel Juárez Celman'ın başkanlığı aldı; rakipleri bu yönetimi Unicato olarak adlandırdı.

1 Eylül 1889'da bir grup genç, Buenos Aires şehrinin Florida bahçesinde büyük bir toplantı düzenledi ve rejim karşıtlarının geniş yelpazesini bir araya getirmek için Yurttaş Gençlik Birliği olarak kuruldu. İktidardaki Ulusal Özerklik Partisi tarafından desteklenen Miguel Juárez Celman tarafından. Partiye, bu gençlerin doğal lideri olarak görünen Francisco A. Barroetaveña başkanlığında, Emilio Gouchón, Juan B. Justo, Martín Torino, Marcelo Torcuato de Alvear, Tomás Le Breton gibi diğer genç liderler eşlik etti., Manuel A. Montes de Oca ve diğerleri. Yurttaş Gençlik Birliği, muhalefetin etkili liderleriyle, özellikle Leandro Alem, Aristóbulo del Valle, Bartolomé Mitre, Pedro Goyena, Vicente Fidel López, Bernardo de Irigoyen ve diğerleri ile fahri bir ilişki kurdu. Yurttaş Gençlik Birliği, 1877'de Alem y del Valle tarafından kurulan Cumhuriyetçi Parti'yi anımsatan bir programı onayladı ve kendini dar görüşlü sivil kulüpler halinde örgütledi.

Kısa bir süre sonra, 13 Nisan 1890'da, gençlik partisi, Yurttaş Birliği adında yeni bir partinin kurulduğu Frontón Buenos Aires'te büyük bir eylemle konsolide edildi. Başkan olarak Leandro N. Alem seçildi ve etkili eski cumhurbaşkanı ve genel Bartolomé Mitre, Yüksek Mahkeme eski başkanı José Benjamín Gorostiaga, mevcut Katolik José Manuel Estrada ve Pedro Goyena liderleri gibi farklı eğilimlerin liderlerini içeriyordu. Aristóbulo del Valle, Bernardo de Irigoyen, Juan B. Justo (Sosyalist Parti'nin gelecekteki kurucusu), Lisandro de la Torre (İlerici Demokrat Parti'nin gelecekteki kurucusu) ve Francisco A. Barroetaveña, diğerleri arasında. Aynı 1890 yılında, Leandro Alem ve Bartolomé Mitre liderliğindeki Yurttaş Birliği sempatizanları, 26 Temmuz'da, Başkan Juárez Celman'ın düşmesine ve yerine geçmesine neden olan silahlı bir ayaklanma olan sözde Park Devrimi veya 90 Devrimi'nde rol aldı. başkan yardımcısı Carlos Pellegrini tarafından.

Yurttaş Birliği ülke çapında örgütlendi ve Bartolomé Mitre ve Bernardo de Irigoyen'den oluşan 1891 başkanlık seçimleri için bir formül oluşturdu. Ancak iktidardaki Ulusal Özerklik Partisi'nin (PAN) tartışmasız lideri Julio Argentino Roca, Mitre'nin kendinin önderliğinde iki parti arasındaki ulusal birliğin formülü konusunda Mitre ile hemfikir. Anlaşmanın 16 Nisan'da öğrenilmesi üzerine, Leandro Alem kategorik olarak buna karşı çıktı ve bu da Yurttaş Birliği'nin parçalanmasına ve ardından Mitre'nin adaylığının geri çekilmesine neden oldu.

26 Haziran 1891'de, Alem'in takipçileri resmen Radikal Yurttaş Birliği'ni oluşturdular. Mitre'nin takipçileri ise Ulusal Yurttaş Birliği'ni kurdular. O zamandan beri bunlar "sivil" adıyla bilinirken, "radikaller" adıyla biliniyordu.

Üyeleri arasında, Juan B. Justo, 1896'da Sosyalist Parti'nin kurucusu olacak ve Lisandro de la Torre, Radikal Yurttaş Birliği'ne katıldıktan sonra, 1908'de İlerici Demokrat Parti'yi (Güney Birliği) kuracak.

Yeni gizli oylama yasasıyla ilk başkanlık seçimleri 1916'da yapıldı. UCR, Yrigoyen-Martínez formülüne göre büyük bir farkla kazandı. Yeni cumhurbaşkanı özel olarak Savaş Bakanı teklif edildi, ancak Alvear bunu reddetti. Daha sonra, kabul ettiği ve 1922'ye kadar tuttuğu bir görev olan Fransa'nın büyükelçisi olmayı teklif etti.16 Birinci Dünya Savaşı'nın sürdüğü beş yıl boyunca, Alvear, Paris'teki müttefiklere yardım etmek için görevler yaptı, karısı Regina Pacini ile birlikte bir savaş hastanesi bağışladı ve Pacini'nin yaralılarla ilgilenmekten sorumlu olduğu bir kan bankası. Bunun için fon, Alvear'ın sahip olduğu bağlantılar sayesinde elde edildi. Örneğin, Fransız askeri subayı Joseph Joffre, Arjantin büyükelçisine, üniversite şehri Paris'te bir Arjantin pavyonu kurmasını önerdiğinde, Alvear, Otto Bemberg'ın katkıları sayesinde işin bedelini ödeyebildi. Büyük Savaş sırasında müttefiklere mahsul satışı için görüşmeler. Burada, Alvear ile Yrigoyen arasındaki ilk farklılıklar ortaya çıktı: ikincisi, Arjantin'in tarafsız bir pozisyonu sürdürmesi gerektiğini savunduğunda, Alvear, kendini Üçlü İtilaf'ın yanında ilan eden ülkenin yanındaydı.

20 Ocak 1920'de, Versailles Antlaşması'nın imzalanmasından kısa bir süre sonra, Milletler Cemiyeti Yüksek Konseyi Başkanı Georges Clemenceau, Başkan Hipólito Yrigoyen'e Arjantin'i davet eden bir telgraf gönderdi. Milletler Cemiyeti Sözleşmesi. Böylelikle icra kolu, Honorio Pueyrredón, Marcelo T. de Alvear, Felipe Pérez, Roberto Levillier ve Daniel Antokoletz'den oluşan heyeti atadı. Arjantin cumhurbaşkanı tarafından gönderilen temel talimatlar, gelecekte bu Topluluğun parçası olan Devletler için savaşan ve tarafsız milletler arasında hiçbir ayrım yapılmaması gerektiği ve Arjantin'in fetih savaşını desteklemeyeceği, bu nedenle toprakların el konulmasını reddedeceği şeklindeydi. denizlerin özgürlüğüne ve halkların kendi kaderini tayin etme ilkesine saygı duymanın yanı sıra, diğer hususların yanı sıra.

Pueyrredón, Paris'teki takım arkadaşlarıyla bu puanları yükselttiğinde, tutarsızlıklar vardı. Arjantin komisyonunun önerilerini açıklamak zorunda olduğu an geldiğinde, Pérez ve Alvear tüm Lig ülkelerine katılmayı savunmayı reddettiler. Pueyrredón, Yrigoyen'in pozisyonunu savunmaya çalıştı, ancak yoldaşlarından etkilenerek, Topluluğun, ısrar etmeye gerek kalmadan mağlup ülkeleri kabul edebileceğini düşündü. Üç gün sonra, Buenos Aires'ten Yrigoyen tarafından yazılmış bir telgraf geldi ve bu pozisyon devam ederse komisyonun görevini sonlandırması gerektiğini söyledi. Alvear, pozisyonunu teyit eden bir telgrafla cevap verdi, ancak bu sefer yanıt gelmedi. Ertesi gün, Pérez ve Alvear, tüm tutarsızlıklarını tekrar ortaya çıkardıkları ancak bir cevap almadıkları başka bir telgraf yayınladılar.45 Delegasyon, o yılın 6 Aralık'ta Cenevre'den ayrıldı.

Bu olay nedeniyle Alvear görevinden ayrılmak üzereydi ama Yrigoyen ona fikrini değiştiren bir telgraf gönderdi. Cumhurbaşkanı Yrigoyen'in gönderdiği telgraflardan birinde şöyle dedi: "Her ne olursa olsun, her ne olursa olsun, çevre ve çevre üzerinde ruhunuzu yükseltmek için her şeyde ve sonuna kadar radikal olmalısınız, her zaman Arjantin'in yapmadığını ... Kongre'nin belirleyici özeliğine dair kalıcı önermelerle değilse de tanımlanmalıdır ". Mesaj Pueyrredón'a gönderilmiş olmasına rağmen, zımnen Alvear'a gönderilmişti.

Arjantin 19. yüzyılın sonlarına doğru dünyanın en büyük 10. ticaret ülkesi ve kişi başına gelirde 6. ülkesi haline gelmiştir.[15] Ekonomik zenginleşmeye paralel olarak modern toplumlara özgü ekonomik sınıflar da şekillenmeye başlamıştır.[15] Giderek güçlenen orta sınıfın partisi olarak 1891’de kurulan Radikal Yurttaş Birliği 1916 seçimlerinde aslında resmi bir parti olmaktan ziyade toprak sahiplerini temsil eden ve ülkenin ilk siyasi hareketlerinden biri olan Partido Conservador’u devirip iktidarı ele geçirmiştir.[15]

1880'lerden sonra İtalyanlar, İspanyollar, Portekizliler, Yunanlar, Avusturya-Macaristanlılar, Türkler (daha doğrusu Türkiye'de yaşayan azınlık grupları), Polonyalılar ve Ruslar (pek çok etnik Yahudi içeren) katıldı.

Yirminci yüzyıl başlaında Latin ve Slav göçmenler, Anglo-Saxonlan sayıca geride bıraktı. Hareketin zirve noktasına yüzyılın ilk on yılı içinde ulaşıldı. Avrupa'dan gelen yıllık akış 1909 ve 1914 yıllan arasında yaklaşık 1,5 milyon göçmendi.

Bu hareketi destekleyen ana faktörlerden birisi de nüfusun hızla büyümesiydi. 1730 ve 1780 arasında Britanya ve Prusya nüfusunu yüzde 100, Fransa yüzde 50 artırdı. 1750-1850 arasında Avrupa nüfusu yüzde 80'lik bir artış yaşadı. 1850-1910 arasında nüfus 270 milyondan 460 milyona çıkmıştı. Avrupa'nın şansı varmış ki, en hızlı nüfus artışının yaşandığı dönemde yerel nüfusu önemli ölçüde azalan, yeni geniş bir dünya, sömürgecilik için elverişli hale gelmişti. 1800 ile 1900 arasında Avrupalı yerleşimin olduğu alanların (Avrupa'da ve dünyada) nüfusu, dünya nüfusunun yüzde 24'ünden 36'sına yükselmişti.

Birinci Dünya Savaşı'na kadar büyük ölçekli Avrupa göçü, esasen, tarım işçilerinin, arazinin az olduğu bölgelerden bol arazili bölgelere transferlerinden oluşuyordu. Genel olarak, Avrupalıların hareketi kişisel istek, kişisel umut, kişisel karar, kişisel teşebbüs ve kişisel acının simgesi oldu.

Britanya'nın 1900 ve 1914 arasındaki toplam yatırımı, 2,5 milyar dolardan 3,7 milyar dolara çıktı; Arjantin ve Brezilya toplamın yüzde 60'ını ve Şili, Peru, Meksika ve Uruguay kalanın büyük kısmını aldı. 1914'te batı yarıküredeki İngiliz yatırımları yaklaşık olarak eşit bir şekilde bölünmüştü; toplamın yüzde 20'si Latin Amerika'ya, yüzde 20'si Birleşik Devletler'e. 1860'lı yıllardan beri büyük bir kaynak olan Fransız yatırımları, 1914’te üçe katlanarak 1,2 milyar dolara çıktı. Özellikle Arjantin, Brezilya, Şili ve Meksika'ya yapılan Alman yatırımları, 1914’te 900 milyon dolar civarındaydı. Britanya gibi, Alman sermayesi de, kıtanın kuzey ve güney yansına bölündü.

Küçük çaptaki bölgesel ticaretle ve Avrupa'nın toplam ticarette düşen payı ile, 1920'lere gelindiğinde Kuzey Amerika ile ticaret pek çok Latin Amerika ülkesi için çok önemli bir hale geldi. Ekonomik -kaderleri, dışında oldukları ve üzerlerinde çok az bir etkiye sahip oldukları Kuzey Amerika ve Avrupa'daki değişikliklere dayanıyordu. Arjantin, Brezilya, Meksika, Şili, Uruguay ve diğerleri tarafından benimsenen ve bölgenin ilk sanayileşmesine (bilhassa Brezilya'da) ön ayak olan ithalatın yerine kullanılacak savaş dönemi politikası, bunu değiştirmede pek etkili olmadı. Latin Amerika, Birinci Dünya Savaşı'ndan yeni bir bağımsızlık ruhu ve yeni bir dünya sorumluluğu anlayışıyla çıktı. Belli sayıda cumhuriyet, sadece dünya sahnesinde daha büyük bir rol oynamak için değil, Birleşik Devletler'in giderek artan sömürgecilik hırsları olarak düşündüklerine bir karşılık sağlamak için Milletler Birliği'ne (Birleşik Devletler Kongresi daha önce üyeliğini ilan etmişti) katıldılar. Atlantik'teki Alman tehdidi 1919 Paris Barış Konferansı'nda yok olmuş, Britanya ve Japonya'dan gelebilecek tehditler de 1921-22 Washington Donanma Konferansı'yla saf dışı bırakılmıştı. Bu durum, Birleşik Devletler'e neredeyse hiç zarar görmez bir yapı kazandırdı. Brezilya, Latin Amerika'daki Birleşik Devletler hegemonyasına bir başkaldırıyı yönetecek kadar büyüklü, fakat Birleşik Devletler'in kahve pazarına yönelik bağımlılığı bu tür bir hareketi kabul etmiyordu. Arjantin Birleşik Devletler'e muhalifti fakat komşularından destek sağlayamıyordu. Milletler Birliği'nin ender müdahaleleri dışında, batı yarıkürede Birleşik Devletler'in gücüne eşit şekilde karşı koyacak başka bir güç yoktu.

Ekonomik refahla beraber Arjantin'in başkenti Buenos Aires'te Avrupa tarzı binalar ve malikaneler inşa edilmeye başlandı.[3]

Radikal Yurttaş Birliği dönemi (1916-1930)[değiştir | kaynağı değiştir]

Yapımı 1918 yılında biten Ortiz Basualdo Sarayı dönemin ihtişamını göstermektedir.[18]
Ortiz Basualdo Sarayı'nın ikinci katı

19. yüzyılın sonlarında Avrupalılar’ın Arjantin'in tarımsal kaynaklarına olan yatırımlarıyla Arjantin Cumhuriyeti büyük ekonomik büyüme gösterdi. 1920’lerin sonunda dünyanın yedinci en zengin ülkesi olan[15] Arjantin 1870 ile 1920 yılları arası yarısı İtalyan ve üçte biri İspanyol olan 6,2 milyon göçmene ev sahipliği etmeye başladı.[15] Bu dönemde Pampaların büyük tarımsal zenginliğine dayanarak gelişen Buenos Aires Avrupa tarzı geniş bulvarlarıyla “Güney Amerika’nın Paris’i” olarak adlandırılmaya başladı.[18]

20. yüzyılın ortalarına kadar Federalistler ile Üniteryenler ve sivil ile askerî gruplar arasında siyasi çatışmalar ülke gündemine hakim oldu.[15] II. Dünya Savaşı’ndan sonraki dönem, Peroncu popülizm ve ordunun daha sonraki yönetimlere doğrudan veya dolaylı müdahalesiyle geçti.[15] Bu dönem 1976’daki askerî darbeyle sonuçlandı.[15]

Cunta, 1983 sonunda seçime giderek idareyi sivillere geri verince ülkede demokratik yönetime dönülmüş oldu. Arjantin’de 2001-2002 yıllarında patlak veren ekonomik kriz, ülkede geniş katılımlı protestolara ve ekonominin iflas etmesine yol açtı.

Arjantin, İngiltere’nin denetimindeki Falkland Adaları, Güney Georgia, Güney Sandwich Adaları üzerinde egemenlik hakkı iddia ediyor. 1982’de iktidara gelen askeri yönetimin Falkland Adalarını işgal etmesinin ardından çıkan savaşta İngilizlere yenilen Arjantin, 1995’te adalar üzerinde bir daha güç kullanarak hak iddia etmeme konusunda taahhütte bulundu. Arjantin’in Antarktika’daki toprak iddiaları da İngiltere ve Şili’ninkilerle çatışıyor.

Perón Döneminde Sosyalizm ve Ekonomik Çöküş[değiştir | kaynağı değiştir]

1943’te başkan Ramon Castillo yönetimine karşı bir darbe yapıldı ve darbenin lideri Juan Domingo Perón iktidara geldi. Perón ilki Şubat 1946’da, ikincisi anayasanın değiştiği 1951’de olmak üzere iki defa devlet başkanı seçildi. Fakat otoriter siyaseti yüzünden ülkede karışıklıklar çıkınca 1955’te ikinci bir darbe ile devrildi. Uzun yıllar sürgünde yaşayan Perón 1973’te ülkesine döndüğünde tekrar devlet başkanı seçildi. Onun bir yıl sonra ölümü üzerine karısı İsabel Perón devlet başkanlığına getirildi. Ancak o da ülkenin birlik ve beraberliğini sağlayamadı ve 1976’da ordu tarafından uzaklaştırıldı. 1976-1982 yılları arasında Arjantin’i yöneten darbeci generaller zamanında “Ulusal Uzlaşma Süreci” adı verilen ve hapsedilenler dışında 30.000 kişinin ortadan kaybolduğu bir dönem yaşandı.

Askerler 1983 yılı sonlarında seçime giderek idareyi sivillere teslim etti. 1989’da Suriye kökenli Carlos Menem on yıl süreyle devlet başkanlığına seçildi. Arjantin’in 1990’lı yılları pek çok ülke için başarılı bir model olarak görülmesine rağmen ülke 2000’li yılların başında ekonomik sıkıntı içine düştü. Menem’den sonraki üç yıllık ara dönemden sonra 2002’de devlet başkanlığına seçilen Eduardo Duhalde ülkenin içine düştüğü ekonomik krizle mücadele etmeye çalıştı.

İkinci Dünya Savaşı esnasında Arjantin hükûmetlerinin gizli ve kamufle edilmiş Nazi taraftarı tutumları, Amerika Birleşik Devletleri ve batı yarım küresinin diğer ülkeleri ile münasebetlerinin gerginleşmesine ve Arjantin’in PanAmerikan Konseyinden çıkarılmasına sebep oldu. Resmiyette bütün harp esnasında tarafsız kalan Arjantin, 1945 ilkbaharında müttefikler tarafına girdi. Geniş ölçüde ABD’nin desteği sebebiyle o sene sonuna doğru Birleşmiş Milletler üyesi oldu ve teşkilatın meselelerinde önemli bir rol oynadı.[19]

Harpten sonra general olan Juan Domingo Peron kendine kuvvetli bir pozisyon hazırlamayı başarmış ve 1946 Şubatında Arjantin Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Eşi Eva Peron’un yardımıyla enerjik ve sert bir idare kurmayı başararak, zamanında, siyasi desteğini silahlı kuvvetlerden almaya çalışan sınıflara sözünü geçirmesini bilmiştir. Basını bir devlet organı haline getirmiş ve totaliter bir rejimin başkanı olarak kendine daha büyük yetki vermesi için anayasayı değiştirmiştir.[20][21]

Uzun Bastonların Gecesi, 29 Temmuz 1966'da Arjantin Federal Polisi Şehir Düzeni Genel Müdürlüğü'nün, Arjantin'deki Buenos Aires Üniversitesi'nin (UBA) beş fakültesinin öğrenciler tarafından işgal edilen tahliyesi oldu. fiili hükûmetin üniversitelere müdahale etme ve hükûmet rejimini iptal etme kararına karşı, profesörler ve mezunlar.

Noche de los Bastones Largos (Türkçe: "Büyük Bastonlar Gecesi", 29 Haziran 1966)

Gerçek UBA'nın Kesin, Fizik ve Doğa Bilimleri Fakültesi girişlerinden birinin dış kapısı (Calle Perú 222). Geçen ay, 28 Haziran 1966, Korgeneral Juan Carlos Onganía, Arjantin Devrimi adı verilen diktatörlüğü başlatarak Arturo Illia'nın demokratik hükûmetini devirmişti. Arjantin devlet üniversiteleri daha sonra, üniversitenin siyasi iktidar özerkliğini ve öğrencilerin, öğretmenlerin ve mezunların üçlü eş yönetimini oluşturan Üniversite Reformu ilkelerine göre düzenlendi.

Baskı, özellikle Buenos Aires Üniversitesi'nin Kesin ve Doğa Bilimleri ve Felsefe ve Edebiyat Fakülteleri'nde şiddetliydi. Juan Carlos Onganía, 28 Haziran 1966 ile 8 Haziran 1970 arasında Arjantin'e fiilen başkanlık etmiş bir subay. 28 Haziran 1966'dan beri askeri müdahale altında bulunan Arjantin Federal Polisi, sert bir şekilde bastırma emri aldı.

Olay adı, polis memurlarının gözaltına alındıktan sonra binalardan çıkarken çift çizgiden geçmeleri istendiğinde üniversite yetkililerini, öğrencileri, öğretmenleri ve mezunları ağır şekilde dövmek için kullandıkları uzun coplardan geliyor. Kesin Bilimler Fakültesi'ne müdahale durumunda, o dönemin dekanı Rolando Garcia, polisler içeri girdiğinde dekan yardımcısı Manuel Sadosky ile birlikteydi ve operasyona liderlik eden memura şunları söyledi: Bu öfkeyi yapmaya nasıl cüret edersin? hâlâ bu okulun dekanıyım. İri yapılı bir bekçi daha sonra bastonuyla kafasına vurdu. Dekan yüzünde kanla ayağa kalktı ve sözlerini tekrarladı: iri adam her yanıt için bastonunu tekrarladı. Toplam 400 kişi tutuklandı ve üniversite laboratuvarları ve kütüphaneleri tahrip edildi.

Öğretmenlerin ve araştırmacıların istifaları, işten çıkarmaları ve göçü Sonraki aylarda yüzlerce profesör işten atıldı, sandalyelerinden istifa etti veya ülkeyi terk etti. Toplamda, 301 üniversite profesörü göç etti; bunların 215'i bilim insanıydı; Latin Amerika üniversitelerine, temelde Şili ve Venezuela'ya 166 yerleştirildi; 94 kişi Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ve Porto Riko'daki üniversitelere gitti; kalan 41 kişi Avrupa'ya yerleşti. Bazı durumlarda tüm ekipman söküldü. Latin Amerika'daki ilk bilgisayar olan ve Ferranti (İngiltere'den) tarafından inşa edilen Clementina'da olan buydu. Çalıştığı Tam Bilimler Hesaplama Enstitüsü'nün 70 üyesi istifa etti ve göç etti. Aynısı, sökülen Kozmik Radyasyon Enstitüsü'nde de oldu. Etkilenen profesör ve araştırmacılardan bazıları alfabetik sıraya göre:

Peron, işçi sınıfı arasında çok sevilmiş ve hatta kahraman olarak tanınmıştır.[22] Fakat askeri bir darbe ile 1955’te devrilmiş, uzun seneler sürgünde yaşamış ve bilahare dönerek 1973’te devlet başkanı olmuştur. Bir yıl sonra ölmesi üzerine İsabel Peron olarak tanınan üçüncü karısı devlet başkanı oldu. Ülkenin birlik ve beraberliğini sağlıyamayınca 1976’da ordu tarafından devrildi.[23]

Arjantin’in eski devlet başkanlarından General Galtier İngiltere’ye ait, fakat kendilerine çok yakın olan Falkland adalarını Nisan 1982’de Rosairo operasyonuyla ele geçirdi.[24] İngiltere ile olan savaşı Arjantin kaybetti ve adaları İngilizler tekrar geri aldılar. Gerek yapılan savaş ve gerekse bu durumda bazı devletlerin uyguladıkları ekonomik ambargo, Arjantin’in iktisadi durumunu çok sarstı. Bu durumda askeri idare 1983 yılı sonlarında seçime giderek idareyi sivillere teslim etti. Böylece yedi sene süren askeri idareden sonra normal idare tekrar tesis edildi.[25]

1930’dan bu yana Arjantin’de hiçbir sivil idare 6 seneden fazla iktidarda kalamamıştır. 1819 yılından bu yana 46 devlet başkanından sadece ikisi, askerî darbesiz seçimle görevini devir-teslim etmiştir. 1989’da Raúl Alfonsín’in yerine Carlos Menem (El Turco) seçilmiştir.

Kirchnerismo ve macrismo dönemi[değiştir | kaynağı değiştir]

Ekonomik kriz sırasında Kongre, Adolfo Rodriguez Saa’yı geçici Devlet Başkanı olarak seçtiyse de Saa’nın Başkanlığı bir hafta sürmüştür. Yerine seçilen Eduardo Duhalde, 2003 Mayıs ayındaki seçimlere kadar ülkede düzeni sağlamayı başarmıştır. Mayıs 2003 dönemine kadar geçen süre içerisinde Arjantin ekonomisindeki küçülme önce yavaşlamış, 2003 yılı ile birlikte ise ekonomide büyüme başlamıştır. 2003’te Peronist hareketin bir kolu olarak kurulan Zafer Cephesi adayı olan Néstor Kirchner Devlet Başkanlığına seçilmiştir. Kirchner dönemi ekonominin hızla toparlandığı, Başkanlık yetkilerinin arttığı, kurumsal yapılanmanın güç kaybettiği, 1980’lerdeki af yasasının kaldırılarak kirli savaş zamanında suça karıştığı ileri sürülen birçok asker ve polisin emekli edildiği veya yargılandığı bir dönem olmuştur.

2003-2007 yılı Ekim ayına kadar ülkeyi yöneten Néstor Kirchner’in yerine eşi Cristina Fernández de Kirchner, 28 Ekim 2007 tarihinde gerçekleştirilen seçimlerde Devlet Başkanı seçilmiş ve 10 Aralık 2007 tarihinde görevine resmi olarak başlamıştır. 23 Ekim 2011 tarihinde yapılan yeni Başkanlık seçimlerinde, Cristina Fernández de Kirchner oyların %54,11’ini alarak seçimi ikinci kez kazanmış, partisi Zafer Cephesi ise oyların %52,19’unu alarak Kongre’de 87 sandalyenin sahibi olmuştur.

Diğer taraftan, 27 Ekim 2013 tarihinde yapılan kısmi ara seçimlerde Temsilciler Meclisi’nin 1/2’si ile Senato’nun 1/3’ü yenilenmiştir. Halen yönetimde bulunan Zafer Cephesi partisi, seçimden birinci parti olarak çıkmakla birlikte büyük bir oy kaybına uğramış ve oyların %32’sinden daha azını alabilmiştir.

FVP partisi, 2013 seçimlerindeki yüksek oy kaybına rağmen, 2011 seçimlerinde elde ettiği başarıdan dolayı, hem Temsilciler Meclisi’nde (257 sandalyenin 130’u), hem de Kongre’de (72 sandalyenin 40’ı) hâlâ çoğunluğu korumaktadır.

Siyaset[değiştir | kaynağı değiştir]

1994 yılında önemli değişikliklere uğrayan 1853 tarihli Arjantin Anayasası’na göre Arjantin, temsil esasına dayalı bir Federal Cumhuriyettir.[26] 23 eyalet ve Buenos Aires Özerk Şehri'nden (Ciudad Autónoma de Buenos Aires) oluşan Arjantin, ABD Anayasası'nı örnek alıp, devlet sistemi olarak federalizmi, hükûmet sistemi olarak başkanlık sistemini benimsemiştir.[27]

Kuvvetler ayrılığı ilkesiyle anayasada devleti oluşturan üç ana kuvvet yasama, yürütme ve yargı olarak belirlenmiştir.[26]

Yürütme kuvvetinin başında Devlet başkanı (Presidente de la Nación Argentina) bulunmaktadır.[26]

Yasama gücünden Temsilciler Meclisi (Cámara de Diputados de la Nación Argentina) ve Senato (Senado de la Nación Argentina)’dan oluşan iki kamaralı Kongre (Congreso de la Nación Argentina) sorumludur.[26] Kongre'nin birincil işlevi kanun yapımı, ikincil işleviyse hükûmetin denetimidir.[26]

Yargıyı ise anayasa mahkemesi görevini de yerine getiren Yüksek Mahkeme (Corte Suprema de Justicia de la Nación), temyiz mercileri niteliğinde yüksek yargı organları ve ilk derece mahkemeleri oluşturmaktadır.[26]

Yürütmenin baskın olduğu Arjantin’de yasamanın (Kongre’nin) ve yargının yürütmeyi dengeleyici rolü eksiktir.[27]

Yasama[değiştir | kaynağı değiştir]

Arjantin Ulusal Kongresi (Congreso de la Nación Argentina) merkezi Buenos Aires'teki Kongre Sarayı olan çift meclisli federal yasama organıdır. Olağan yasama dönemi 1 Mart ile 30 Kasım arasında federal yasaların oluşturulmasından ve yürürlüğe girmesinden sorumludur. Anayasa’nın 75. madde ve 32. fıkrasına göre Kongre aynı zamanda hükûmetin denetiminden sorumludur. Daha belirgin olarak, önceden hazırlanan hükûmet plan ve programlarını içeren ve başbakan tarafından her ay Kongre’ye sunulan raporları inceler.

Kongre 72 üyelik Senato (Senado de la Nación Argentina) ve 257 üyelik Temsilciler Meclisi (Cámara de Diputados de la Nación Argentina)’nden oluşur. Başkan Yardımcısı aynı zamanda Senato'ya başkanlık eder. 10 Aralık 2023'ten beri Senato Başkanlığını Başkan Yardımcısı Victoria Villarruel ve Temsilciler Meclisi Başkanlığını'nı Bartolomé Abdala yapmaktadır.

Arjantin Temsilciler Meclisi üyeleri doğrudan orantılı temsil sistemiyle (D'Hondt sistemi) seçilir. Her 23 eyalet ve Buenos Aires Özerk Şehri bir seçim bölgesini oluşturur; her seçim bölgesi kendi nüfusuna bağlı değişken sayıda ve en az üç milletvekili seçer.

Milletvekilleri dört yıl için seçilirler; her seçim bölgesi her iki yılda bir karşılık gelen vekillerinin yaklaşık yarısını seçerek Meclisin yaklaşık yarısı yenilenir.

2021 yılı itibarıyla toplam milletvekili sayısı 257’dir. Anayasa milletvekili sayısının her 10 yılda bir yapılan nüfus sayımlarıyla yeniden belirlenme şartını koşsa da, son 30 yılda milletvekili sayısı yeniden belirlenmemiştir. Bu yüzden millet vekili sayısı 1980 yılı nüfus sayımını yansıtır.

Arjantin Senatosu 1853 Anayasası'nın 46. ve 54. maddeleri uyarınca 29 Temmuz 1854 tarihinde kurulmuştur. Nüfusa bakılmaksızın her seçim bölgesine (23 eyalet ve Buenos Aires Özerk Şehri) üç temsilci düşecek şekilde toplam 72 temsilciden oluşur. Seçim bölgesinde en çok oyu alan parti iki; sonraki parti bir senatör kazanır. 1994 yılında yapılan değişiklik öncesi her seçim bölgesine iki temsilci düşmekte ve sadece en çok oyu alan parti senatör kazanmaktaydı.

14 Mayıs 1995'ten beri Devlet Başkan Yardımcısı aynı zamanda Senato’nun da başkanlığını yapar.

Arjantin Ulusal Kongresi teknik yardım için özerk bir anayasal organa sahiptir: Arjantin Ulusunun Genel Denetçisi (Auditoría General de la Nación) kamu idaresinin tüm faaliyetlerinin yasallığının kontrolü, yönetimi ve denetiminden sorumludur. Ayrıca, sahada Arjantin Milleti Ombudsmanı (Defensor del Pueblo de la Nación Argentina), Arjantin Ulusal Kongresi'nde, herhangi bir otoriteden talimat almadan bağımsız bir organ olarak işlev görür. Amacı, insan haklarını ve İdare tarafından etkilenebilecek anayasal ve yasal hakları savunmaktır.

ABD’ye benzer bir şekilde Arjantin’de de 1994 yılında yapılan değişiklikle başkan yardımcısına, yasama erki içerisinde görev verilmiş ve Senato’nun başkanı konumuna getirilmiştir. Başkan Yardımcısı tıpkı ABD’deki gibi Senato’da yalnızca oy eşitliği halinde herhangi bir tıkanıklığa yol açılmaması için oy hakkına sahiptir. 1994 Arjantin Anayasası 58’inci maddeye göre, Senato kendine geçici bir başkan atayacak, başkan yardımcısının yokluğunda veya başkanlık görevini yürüttüğü sırada bu görevi yürütecektir. yürütmede görev alan bir kişinin yasama faaliyetlerine katılması söz konusu olduğundan, sert kuvvetler ayrılığına aykırı bir durum oluşması da söz konusu olmaktadır

Yürütme[değiştir | kaynağı değiştir]

10 Aralık 2019'daki görev değişimi töreni sırasında Başkan Alberto Fernández ve başkan yardımcısı Cristina Fernández de Kirchner

Yürütme gücünü devlet başkanına (Presidente de la Nación Argentina) devreden Arjantin Anayasası’na göre başkan (ve yardımcısı) dört yıl için doğrudan halk tarafından seçilmektedir.[26] Anayasa’nın 87-98. maddelerine göre başkan art arda iki kere ve araya en az bir dönem girdikten sonra tekrar seçilmesi mümkündür.[26]

Seçimler mevcut başkanın görev süresinin bitimine iki ay kala yapılır.[26] Seçim sonucunda en çok oy alan aday %40’ın altında oy alırsa en çok oy alan iki aday ikinci turda yarışır.[26] En çok oy alan aday %40,45 arası oy almışsa ve ikinci sıradakiyle arasında 10 puan fark varsa ikinci seçime gidilmez. Öndeki aday %45’ten fazla oy alırsa doğrudan başkan seçilmiş olur.[26]

10 Aralık 2023 itibarıyla, yürütme gücünü Özgürlük Gelişmeleri Partisi üyesi olan başkan Javier Milei kontrol etmektedir. 1983'te anayasal düzenin geri gelişinden beri seçilen 10. başkandır.[13]

Devlet başkanı, hem devletin hem hükûmetin başıdır.[26] Başkan bakanlar kurulu, başbakan ve yargıçlar ve birçok üst düzey kamu görevlisini parlamentonun onayı olmaksızın atayabilmektedir.[26]

1994 Arjantin Anayasası da ABD benzeri bir şekilde başkanlık makamının boşalması durumunda yeni seçim yoluna gitmemekte, başkanlık görevi otomatikman başkan yardımcısına geçmekte, ve makamını boşaltan başkanın kalan süresi başkan yardımcısınca tamamlanmaktadır.

1994 Arjantin Anayasası, başkana süreyle sınırlı olmak üzere, kararname çıkarabilme yetkisi tanımıştır. Bu konudaki en önemli uygulamalardan biri tıpkı Brezilya’daki MP benzeri “gerekli ve ivedi kararnameler” dir (Decretos de Necesidad y Urgencia (DNU). Anayasal olarak, kriz durumlarında başkan öncesinde meclis tarafından yetkilendirilmeye gereksinim duymaksızın DNU çıkarabilmekteydi. Bu kararnameler anayasal hükûmetlerin meydana gelişinden bu yana uygulama alanı bulmuş olsalar da 1990’larda kullanım alanı bir hayli artış göstermiştir. Anlaşmaların değiştirilmesi, dış borçların yeniden müzakere edilmesi ve banka teminatlarının dondurulması gibi önemli konularda yüzlerce DNU çıkarılmıştır. 1994 yılında yapılan Anayasa değişikleri ile gelen birtakım önemli sınırlamalara rağmen yine de bu hükmün üç temel problemi bulunmaktadır. Bunlardan ilki, DNU’ nun reddi için her iki meclisin de oyu gerekirken, kabulü için tek meclisin pozitif oyu yeterli olmaktadır. Böylelikle Anayasal olarak DNU’ nun reddi kabulüne göre daha zordur. Bir diğer problem ise, 1994 Arjantin Anayasası 99’uncu madde 7’inci bendine göre başkan, Yüksek Mahkeme Yargıçları, büyükelçiler ve ataşelerin atanmasında Senato’nun onayına bağlı olup, diğer atamalarda serbesttir. Arjantin Başkanları, hem kamu hizmetlerine hem de politik görevlere atma yapma konusunda oldukça güçlüdürler. Başkanın atama konusunda en güçlü olduğu yer ise merkezi idaredir. Ayrıca bunun dışında kimi bağımsız kuruluşlara, mahkemelere yapılan atamalarda da etkisi büyüktür. Arjantin başkanı kamu hizmetleri haricinde ulusal idareye dair yaptığı atamaları Senato’nun tavsiye ve onayına gerek olmaksızın tek başına yapar. Başkan kabine şefini, bakanları, sekreterlerini, konsolosluk çalışanlarını, anayasada aksi belirtilmediği koşullarda kendi atayıp görevden alabilir.

Arjantin’de, anayasaca başkanın özel olarak görevlendirilmediği durumlarda da, başkan yürütme organının başı olması sıfatı ile, idareye atmalar yapma hakkına sahiptir. Pratikte genellikle üst düzey yöneticiler bizzat başkan tarafından atanırken, daha alt kadro

Bakanlar Kurulu[değiştir | kaynağı değiştir]

Arjantin’deki Bakanlıklar
Bakanlık Bakan Kuruluş tarihi
Adalet Marcela Losardo 1949
Aile ve Cinsiyet Elizabeth Gómez Alcorta 2019
Bayındırlık Gabriel Katopodis 1898
Çalışma Claudio Moroni 1949
Çevre ve Şehircilik Juan Cabandié 2015
Dışişleri Felipe Solá 1854
Ekonomi Martín Guzmán 1854
Enerji Jorge Ferraresi 2019
Güvenlik Sabina Frederic 2010
İçişleri Eduardo de Pedro 1854
Kalkınma Matías Kulfas 1949
Kültür Tristán Bauer 1973
Eğitim Nicolás Trotta 1949
Savunma Agustín Rossi 1854
Sağlık Carla Vizzotti 1949
Sanayi ve Teknoloji Roberto Salvarezza 2007
Sosyal Kalkınma Daniel Arroyo 1955
Tarım Luis Basterra 1898
Turizm Matías Lammens 2001
Ulaştırma Mario Meoni 1949
Başbakan Santiago Cafiero 1995

PEN, ana işlevleri arasında, Devletin liderliğinden ve uluslararası temsilinden, Arjantin Silahlı Kuvvetleri komutanlığından ve Ulusal Kamu Yönetiminin liderliğinden sorumludur.

Başbakan ve bakanların görev ve yetkilerine ilişkin hükümler, 1994 Anayasa’nın 100 ilâ 107’nci maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu hükümlere göre başbakana verilen yetkiler ile bakanlara ilişkin önemli bazı hususlar şöyle sıralanabilir:

Başbakanın görev ve yetkileri; ülkenin genel idaresini yürütmek, gelirler ve bütçe ile ilgili uygulamaları gerçekleştirmek, yetkili organların yaptığı hukuki düzenlemeleri uygulamak, başkana tahsis edilmiş atamalar dışında kalan atamaları yapmak, bakanlar kurulunu koordine etmek Marcos Pena, Başbakan, toplantıya hazırlamak ve başkanın yokluğunda yönetmek, başkanın onayıyla Kongreye kanun teklifinde bulunmak, başkanın kararnamelerine karşı imza koymak, Kongre görüşmelerine katılmak (Oy hakkı yoktur.), Kongreye bakanlıkların hizmet durumlarını rapor etmek; Kongrenin talebi halinde gerekli sözlü ve yazılı açıklamaları yapmak; her ay Kongre toplantılarına katılarak hükûmetin gidişatı hakkında bilgi vermek, diğer bakanlarla birlikte başkanın zorunlu ve acil kararnameler ile kanunları kısmen yayımlama kararnamelerine karşı imza koymaktır.

Arjantin’de başkanın atadığı ve görevden alabildiği bir bakanlar kurulu mevcuttur. Bakanlar kurulu klasik başkanlık sisteminde, başkanın denetiminde bulunur, devlet yönetiminde kendine yardımcı olur ve ayrı bir siyasi ağırlığı bulunmaz. Ancak Arjantin’de durum farklıdır. Başkanın ataması ve görevden almasına rağmen bakanların ve özellikle başbakanın rolü değiştirilmeye çalışılmış ve siyasi bir ağırlık verilmeye çalışılmıştır.

Başbakan, bakanlardan farklı olarak, Kongreye karşı siyasi sorumluluk taşır. Başbakan için gensoru önergesi verilebilir; iki meclisin üyelerinin salt çoğunluğunun oyuyla düşürülebilir. Bakanlar Kongre üyesi değildirler; Kongre toplantılarına katılabilirler ancak oy kullanamazlar. Kongre tarafından çağrılabilirler. Her yıl Kongreye rapor sunmak zorundadırlar. Kendi kararlarından bireysel olarak, ortak aldıkları kararlardan da müştereken sorumludurlar.

Başbakanın rolü görece yeni oluşmakta ve belirginleşmektedir. Başbakanın yetkilerinin arttırılması yönündeki değişiklik 1994’te yapılmış, bu değişiklikle başkanın gücünün sınırlaması amaçlanmıştır. Başbakanın önemli yetkileri, Anayasa’nın 100’üncü maddesinde belirtildiği üzere, ülkenin genel yönetimi, çoğu idari personelin atanması, bakanlar kurulu toplantılarının düzenlenmesi, Kongreye belli kanun önerilerinin sunulması, vergilerin toplanması ve bütçenin uygulanmasıdır.

Başbakan bütçeyi uygular, ülkenin genel yönetimini gözetir, Anayasa’da başkana özgülenen atamalar dışındaki kamu görevlisi atamalarını yapar. Yürütme organının kanun hükmündeki kararnamelerini uygulamada rol oynar. Başkan tarafından atanıp görevden alınabilmesine rağmen, klasik başkanlık sistemine yabancı bir uygulama olarak, parlamentoya karşı siyasi sorumluluk taşır. Parlamentoya -en az ayda bir kere olmak üzere- periyodik biçimde hükûmetin genel gidişatı hakkında bilgi vermek zorundadır. Parlamentonun her bir kanadı diğer bakanlar gibi onu da çağırarak açıklama veya rapor isteyebilir. Başbakan, iki meclisin üyelerinin mutlak çoğunluğunun oyu ile görevden alınabilir.

Bakanlar başkanın işlemlerine karşı imza koymakta, böylece bu işlemlere hukukilik kazandırarak ilgili bakanlığın sorumluluk almasını sağlamaktadır. Bakanlar Kongre üyesi değildirler; ancak Kongre toplantılarına katılabilir ve her iki meclis tarafından çağrılabilirler. Kongreye yıllık raporlar sunmak zorunda olan bakanlar, kendi kararlarından münferit, ortak kararlarından müştereken sorumludurlar.

Başbakana anayasa ile verilen yetkiler, onun başkanın gücünü sınırlaması için yeterli olmamıştır. Başkan gibi, onun da yasama organını feshetme ve yeni seçim kararı verme yetkisi yoktur. Başbakan ülkenin genel idari işlerini yürütmekle görevliyken başkan genel idarenin siyasi sorumluluğunu taşımakta ve hükûmetin odağındaki konumunu korumakta, böylece iki makam arasındaki görev paylaşımı muğlak kalmaktadır. Anayasal olarak tüm kamu yöneticilerini başkan atayabilirken uygulamada birçok atama bakanlara ve diğer üst düzey görevlilere devredilmiştir. Bütçenin uygulaması başbakana aitken başkan bu uygulamayı denetlemektedir.

Başkan tarafından tek taraflı olarak atanan ve görevden alınabilen başbakanın, aynı zamanda başkanın gücünü frenlemesi beklentisi gerçekçi görünmemektedir. Başkanın yanı sıra Kongre tarafından da görevden alınabilmesi onun bir güç odağı olmasına yetmemiştir. Söz konusu tedbir, başkanın, parlamentonun şiddetle karşı çıkacağı bir kişiyi atamasını zorlaştıracaktır; ancak gensoru önergesinin kabulüne ilişkin zorluklar başkan için böyle bir frenin zayıf kalmasına yol açmaktadır.

Bakanlar Kurulu Başkanlığı (Jefe de Gabinete de Ministros de la Nación) veya daha yaygın olarak Kabine Şefi olarak bilinen (Jefe de Gabinete) bir bakanlık ofisidir. Bu kurum ilk kez 1994 yılında Arjantin Anayasasında yapılan bir değişikle oluşturuldu. Kabine Başkanı, anayasaya göre, hükûmetin politikalarının genel gidişatını Kongre'den önce açıklamakla yükümlüdür ve her iki Kongre odasında da mutlak çoğunluk ile bir güvensizlik oyu (moción de censura) ile görevden alınabilinir.

Yargı[değiştir | kaynağı değiştir]

Yargı yetkisi 1853 Anayasası'nın 108-119'uncu maddelerine göre Yüksek Mahkeme ile Kongrenin kurduğu diğer mahkemelere aittir.

Yüksek Mahkeme (Corte Suprema de Justicia de la Nación) 1863’te kurulmuştur. Ülkenin en yüksek yargı organı olarak hukuki düzenlemelerin Anayasa'ya uygunluğunu inceler. 1863-1993 boyunca beş üyeden oluşurken, 1993’de Menem döneminde bu sayı dokuza çıkarılmıştır. Üyeler Devlet Başkanı tarafından atanır ve Senato'nun üçte iki çoğunluğuyla onaylanır.

Üyeler Başkan tarafından atanır ve Senato'nun üçte iki çoğunluğuyla onaylanır. Görev süresi daimi olan Yüksek Mahkeme üyeleri siyasi suçlandırma (juicio político) ile Temsilciler Meclisi ve Senato'nun üçte iki çoğunluğuyla görevden alınabilir. Aynı zamanda 75 yaşına geldikten sonra her beş yılda bir Senato tarafından tekrar oylamaya tabi tutulurlar.

Yüksek Mahkeme, federalizmin güvencesi olma rolünü yerine getirememiş, federal yönetim ile eyalet ve yerel yönetimler arasındaki uyuşmazlıklarda çoğunlukla federal yönetim lehinde eğilim göstermiştir. Yine Mahkeme, federal yönetimin eyalet yönetimlerine müdahalesinin sınırlarını belirleme konusunda zayıf kalmış ve eyalet yetkili organlarının görevden alınması hakkında, bunların siyasi meseleler olduğu mülahazasıyla çekimser kalmıştır. Dolayısıyla, Anayasa’da eyaletlerin özerkliğinin korunmasına ve merkezi yönetimin müdahale yetkisinin sınırla korunmasına ve merkezi yönetimin müdahale yetkisinin sınırlanmasına yönelik hükümleri tam olarak hayata geçirememiştir.

Vatandaşların Arjantin yargısına güveni düşüktür ve % 54’ü hâkimlere rüşvet verilebileceğini düşünmektedir. Yargı önünde eşitliğin sağlandığına inanan kişilerin oranı ise %18’dir. Yargı; parlamento ve emniyet teşkilatının yanında en yolsuz üçüncü kurum olarak sıralanmaktadır.

1994’teki anayasal düzenlemeler kapsamında, hâkim ve savcıların atanması, bağımsızlıkları ve mesleki teminatlarını sağlamak amacıyla Yargı Konseyi kurulmuştur. Bu Konsey; yürütme organının temsilcileri, Kongrenin seçtiği temsilciler, hâkimler, akademisyenler ve hukukçulardan oluşmakta ve başında Yüksek Mahkeme başkanı bulunmaktadır. Konseyin görevleri, yarışma sınavıyla gelen hâkimler arasından başkanın seçeceği her hâkim için üçer federal hâkim adayı belirlemek, mahkemelerin bütçelerini yönetmek, disiplin işlemlerini uygulamak ve yargı teşkilatı için gerekli diğer düzenlemeleri yapmaktır. 2006’da Konsey üyelerinin seçiminde ve yetkilerinde iktidar partisinin payını artıran bir düzenleme yapılmıştır.

Yargı Konseyi (Consejo de la Magistratura) Kongre tarafından seçilir, hâkimlerin seçilmesinden ve yargı kuvvetinin yönetiminden sorumludur. Konseyin, siyasi partilerin parlamentodaki dengesini yansıtması için belli aralıklarla seçime gidilir. Başkan, Konseyin oluşturduğu listenin içinden federal hâkimleri atar.

Perón ile yargı bağımsızlığında sorunlar[değiştir | kaynağı değiştir]

Görev süresi daimi olan Yüksek Mahkeme üyeleri siyasi suçlandırma (juicio político) ile Temsilciler Meclisi ve Senato'nun üçte iki çoğunluğuyla görevden alınabilir. Aynı zamanda 75 yaşına geldikten sonra her beş yılda bir Senato tarafından tekrar oylamaya tabi tutulurlar.

1947’de Perón döneminde, Yüksek Mahkeme’nin dört üyesi düzmece siyasi suçlandırma yoluyla görevden alınmasından itibaren iktidara gelen Peronist hükûmetleri Yüksek Mahkemeye müdahalede bulunmuşlardır.

Yüksek Mahkeme üyeleri, ömür boyu görev yapma hakkına sahip oldukları halde, bu hak yürütme tarafından defalarca ihlal edilmiştir. Perón’dan sonra Peronistlerin Yüksek Mahkeme’ye atadıkları 65 yeni üyenin sadece 5’i usulle (ölüm veya emeklilik), 60’ı ise düzmece siyasi suçlandıma ile değiştirilmiş; Yüksek Mahkeme üyelerinin ortalama görev süresi dört yıla düşmüştür.

Menem Devlet Başkanlığı yargıya müdahalenin yoğunlaştığı bir dönemdir. Menem Yüksek Mahkeme üye sayısını beşten dokuza çıkarmış ve kendiyle yakın ilişkileri bulunan hakimler atamıştır. Yüksek Mahkeme’deki iki hakime karşı toplam 170 suçlandırma girişimi yaparak ikisinin de istifasını sağlamıştır.

Coğrafya[değiştir | kaynağı değiştir]

Arjantin, Güney Amerika’nın güney kesiminde And dağları ile Atlas Okyanusu arasında yer alan ve güneye doğru genişliği azalan büyük bir ülkedir.[29] Dünya’nın en büyük 8. ülkesi olan Arjantin’in yüzölçümü 2.791.810 km²’dir.[6]

Kuzeyinde Bolivya ve Paraguay, kuzeydoğusunda Brezilya ve Uruguay, batısında ise Şili ile komşudur.[6] Batı yönünde ülke tamamen And dağlarıyla çevrilmiş olup,[29] bu sıradağlar aynı zamanda Şili ile coğrafi ve siyasi sınırları da teşkil eder.[6] Bu sıradağlarında 6000 metrenin üstüne çıkan birçok dağ bulunmaktadır.[6] Arjantin'in ve Amerika kıtasının en yüksek tepesi Aconcagua (6.962 metre (22.841 ft)) ve dünyanın en yüksek iki yanardağı Ojos del Salado (6.880 metre (22.572 ft)) ve Monte Pissis (6.795 metre (22.293 ft)) burada yer alır.[6]

Arjantin kuzeyden güneye doğru 3.460 kilometre (2.150 mi), doğudan batıya doğru ise 1.580 kilometre (982 mi) uzanması nedeniyle ülkede görülen iklimde büyük farklar görülür.[6] Ülkenin kuzeyinde yağmur ormanları, güneydeki Patagonya’da çöl iklimi, And dağları boyunca uzanan Bariloche bölgesinde, İsviçre benzeri dağlar ve göllerle kaplı bir iklim hüküm sürmektedir.[6]

Arjantin'de iki büyük göller bölgesi bulunmaktadır. Bunlardan büyüğü Bariloche Güney Andlar'ın eteklerinde başlayıp bir zincir gibi Neuquén'den Tierra del Fuego (Ateş Toprakları)'na kadar birbirini izleyen tatlı su göllerinin bulunduğu bölgedir.[6] Bu bölge aynı zamanda UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak listelenen Los Glaciares Milli Parkı, Lago Argentino, Lago Viedma ve ünlü Perito Moreno Buzuluna ev sahipliği yapar.[6]

İkincisi göller bölgesi ise Pampa'nın batı kısmında ve Chaco'nun güneyinde bulunan alçak ve genellikle tuzlu olan göllerdir.[6]

Coğrafi zenginliğin sağladığı olanaklar ülkede hemen her türlü tarım ve hayvancılık ürününün yetiştirilmesine olanak tanımaktadır.[6] Ülkenin %25’ini kaplayan Pampa Ovası büyük oranda doğal çayırlıklardan oluşur ve ülkenin tarım ve hayvancılık merkezini oluşturur.[6]

Alüvyonların aşağı yukarı doldurduğu Río de la Plata halicinden Macellan Boğazı kıyılarındaki Gallegos Nehri’nin ağzına kadar doğal limanlara çok seyrek rastlanır.[29] Pampa ile Patagonya sınırındaki Bahía Blanca tek doğal limandır ve kıyısında kurulan kentin büyük ölçüde gelişmesini sağlamıştır.[29]

Arjantin'de bulunan nehirlerin kaynağı büyük ölçüde Río de la Plata'dır. Río de la Plata'ya dökülen nehirler 5.200.000 km2lik bir alana yayılmıştır ve bu alanın hemen hemen üçte biri Arjantin sınırları içinde bulunur, kalan alan ise Bolivya, Brezilya, Paraguay ve Uruguay sınırlarındadır.[6] Río de la Plata'ya dökülen iki büyük nehir Paraná Nehri ve Uruguay Nehri'dir.[6] Kuzeyde, Brezilya sınırında dünyanın da en büyük şelalelerinden sayılan Iguazú ve Iguazú Ulusal Parkı bulunur.[6]

İkinci en büyük nehir Patagonya'nın kuzeyinde bulunan Colorado Nehri'dir.[6] Onun en önemli kolu olan Salado Nehri Batı Arjantin'in büyük bir kısmını sular, ama kurak iklim dolayısıyla yer yer kurumuş ve bataklığa dönüşmüş bir nehirdir.[6]

Arjantin çok uzun bir sahil şeridine sahip olan bir ülke olmasına karşın, çok az sayıda adaya sahiptir.[6] En büyük adası Tierra del Fuego (Ateş Toprakları) takımadalarına ait olan 47.000 kilometrekare (18.147 sq mi)lik Ateş Toprakları Adası (Tierra del Fuego)'dur.[29] Bu adayı Arjantin (21.571 km2) ve Şili (25.571 km2) paylaşmıştır. Bunun dışında Arjantin'in hak talep ettiği, ama Birleşik Krallık yönetiminde bulunan Islas Malvinas'dır.[6]

İklim ve bitki örtüsü[değiştir | kaynağı değiştir]

Río de la Plata yakınında yağışlı (1200 mm) ve genellikle yumuşak olan iklim iç kesimde karasal ve kuraktır. Arjantin’de kuzeybatıdan güneybatıya doğru geniş kurak bölge bulunur.

Kuzeyde verimli Pampalar ovaları, güneyde Patagonya platosu, batıda engebeli And Dağlarına ev sahipliği yapan Arjantin genellikle ılıman bir iklime, güneydoğusunda kurak, güneybatısında güney kutup altı iklime sahip.[11]

Arjantin, biyolojik çeşitlilik olarak “mega çeşitli” olarak adlandırılan 17 ülke arasında yer alıyor.[11]

Ülkenin okyanus cephesindeki güney ucu nemlidir ve sıcaklıklar da hiçbir zaman yüksek değildir.[11] Ushuaia’da yaz mevsiminde 9,2˚C, 3700 km uzaklıktaki kuzey uçta, yani Misiones eyaletindeyse, iklim sıcaktır, yağışlıdır ve burada çay yetiştirilir.[11] Ülkenin geri kalan bütün bölgelerinde kuzeyden güneye doğru sıcaklıklar azalırken, iklimin başlıca özelliği kurak olmasıdır.[11] Arjantin’i kuzeybatıdan güneybatıya doğru geniş bir kurak kuşak boydan boya aşar.[11]

Bu “kurak köşegen” And Dağları Dağları’ndaki yüksek platolarda ve havzalarda başlar, dağ eteklerinde sürer (Mendoza’da yılda 193 mm yağış görülür) ve Patagonya kıyısında sona erer (200 mm’nin altında yağış).[11] Pampalar’da iklim Atlas Okyanusu kıyısından iç kesime doğru gittikçe değişir.[11] Río de la Plata yakınında yağışlı (1200 mm) ve genellikle yumuşak olan iklim iç kesimde karasal ve kuraktır.[11] Yağışlar, çoğunlukla yaz mevsimi boyunca yoğunlaşır ve getirdikleri nem, hemen büyük bir buharlaşmaya uğrar ve iç kesimlere ulaşamaz.[11] 600 mm eşyağış eğrisi Bahía Blanca’dan Córdoba’ya kadar geniş bir yay çizer. Böylece “yağışlı” Pampa’dan “kurak” Pampa’ya geçilir.[11]

Anlatılan bu koşullar nedeniyle Arjantin’de orman azdır.[11] Ülkenin büyük bir bölümü, çayırlar ve dikenli çalılıklarla kaplıdır. Ülkenin Patagonya’nın kuzeyinde kalan batı yarısı ağaçsılardan ve az çok dikenli, az yapraklı küçük ağaçsılardan oluşan seyrek bir bitki topluluğuyla örtülüdür.[11]

Patagonya çakılları arasında az miktarda çalılık ve bazı buğdaygiller tutunmuştur.[11] Doğal halinde yüksek otlardan oluşan uçsuz bucaksız bir çayır ve kötü bir otlak olan Pampalar, Avrupa’dan yeni ot türlerinin getirilmesiyle ve üçgül ile yoncanın yaygınlaştırılmasıyla değiştirilmiştir.[11] Ağaç da dikilmiştir ama gerçek ormanlar Güney Andlar’daki göller yönetim bölgesinde Arokarya ormanları ve Macellan Boğazı dolaylarında kayın ormanları yer alır.[11]

Kuzeyde büyük tropikal orman, iki yerde Arjantin’e sokulur: Misiones ve Tucumán eyaletlerinde Andları’nın doğu yamaçlarında Orta Chaco’da, sert keresteli, kabukları bakımından zengin türlerin ağır bastığı bir orman (Quebrachos) yer alır.[11]

Biyoçeşitlilik[değiştir | kaynağı değiştir]

Arjantin’in kapladığı alan iklimsel, enlem, boylam, rakım ve toprak çeşitliliği, ülkede önemli bir tür çeşitliliğinin oluşmasını sağlamıştır.[31]

Çoğunlukla tropikal ve subtropikal iklime sahip olan kuzey Arjantin’de çok sayıda hayvan türü bulunur.

Tropik iklimde bulunan hayvanlara Jaguar, puma, Leopardus pardalis, Chrysocyon brachyurus, Tremarctos ornatus ve Alouatta örnek olarak verilebilir. Bu iklimin hüküm sürdüğü bölgeye özgü hayvanlar arasında tapir, Vermilingua, Eira barbara, üç tür pekari, Pteronura brasiliensis ve Nasua nasua bulunur.[kaynak belirtilmeli]

Arjantin'in subtropikal bölgesinde kıtadaki en büyük yırtıcı kuş olan Harpia harpyja, düzinelerce Trochilinae, üç flamingo türü, beş tür tukan ve çeşitli papağan türleri gibi birçok kuş vardır.[32] Merkezi çayırlarda ise Armadillo, Leopardus colocolo ve Nandu bulunur.[kaynak belirtilmeli]

Ülkenin batısında bulunan And Dağları Güney Amerika'daki en tanınmış türlerden bazıları olan Lama glama, Hippocamelus antisensis, Lama guanicoe ve Vicugna vicugnaya ev sahipliği yapar.[kaynak belirtilmeli]

Demografi[değiştir | kaynağı değiştir]

Nüfus sayımları
Yıl Nüfus     
1895 4.044.911 —    
1914 7.903.662 %+95.4
1947 15.893.662 %+101.1
1960 20.013.793 %+25.9
1970 23.364.431 %+16.7
1980 27.949.480 %+19.6
1991 32.615.528 %+16.7
2001 36.260.130 %+11.2
2010 40.117.096 %+10.6
2019 44.938.712 %+12.0
Kaynak: INDEC[33][34]

Arjantin, nüfus bakımından Güney Amerika'nın Brezilya ve Kolombiya'nın ardından 3'üncü büyük ülkesidir.[35] Yaklaşık 45 milyon kişinin yaşadığı Arjantin'de nüfusun %91,1’i şehirlerde yaşamaktadır.[35] Ülke nüfusunun yaklaşık %44’ü Buenos Aires ve çevresinde yoğunlaşmıştır durumdadır.[35][36]

Arjantin'in istatistik kurumu INDEC'in araştırması sonucunda elde edilen verilere göre 31 Aralık 2019 itibarıyla Arjantin'nin nüfusu 45 milyon 479 bin 118 kişidir. Bu rakam, ilk resmî nüfus sayımının yapıldığı 1895 yılında 4,04 milyondu. 2020 yılındaki rakam, 2019 yılındaki rakamın 540 bin fazlasıdır ve ülkenin nüfusunun artış oranı ‰8,6’tür.

Nüfusun %89,31'i il ve ilçe merkezlerinde yaşamaktadır. Yine aynı verilere göre Arjantin'de km² başına ortalama 16,36 kişi düşmektedir. Diğer Güney Amerika ülkeleri ile karşılaştırıldığında doğurganlık oranı düşük ve yaşlı nüfus oranı yüksektir.[35] Nüfusun %63,85’u 15-64 yaş grubunda yer alırken %24,02’si 0-14 yaş grubunda yer almaktadır. Yaklaşık %12,13'lük bir kısım ise 65 ve üstü yaşlardaki kişilerden oluşmaktadır. Nüfusun ortanca yaşı 32,4’tür. Arjantin'nin en gelişmiş ve en kalabalık şehri Buenos Aires aynı zamanda Güney Amerika’nın en kalabalık ikinci şehridir.

Vatandaşlığı düzenleyen mevcut yasalar (346 sayılı Kanun, 23.059 sayılı Kanun ve 3.213/84 sayılı Kararname), "Arjantin Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan" herkesi, bir "Arjantinli" olarak tanımlar. Bu nedenle, Arjantin'de hukukî anlamda Arjantinli sözcüğü, bir etnik kökeni ifade etmekten ziyade ülkenin vatandaşı olan herkesi ifade etmektedir.

Nüfusun etnik dağılımına ait pek çok veri olmasına rağmen, Arjantin'de yapılan resmî nüfus sayımları etnik kökene ait rakamlar vermediği için resmî veriler mevcut değildir. Yapılan araştırmalara göre Arjantin'de Alman, Polonyalı, Rus, Ukraynalı, Bulgar, Fransız, İsviçreli, İrlandalı, İskoç, Hollandalı, Belçikalı, İsveçli, İzlandalı, Danimarkalı, Finlandiyalı, Arap, Ermeni ve Portekizli dahil olmak üzere pek çok etnik grup yaşar.

Arjantinlilerin %62,5'i İtalyan kökenlidir.[33][37]

Nüfusun %62,5'ini ve Buenos Aires eyaletinin %69,17'sini oluşturan İtalyanlar ülkenin en büyük etnik grubudur. İtalyanlardan sonra, ülkede yaşayan en büyük etnik grup İspanyollardır. Ayrıca yıllardır gerçekleşen iç göçlerle birlikte İtalyanlar, ülkenin ortasındaki ve batısındaki tüm büyük şehirde de yaşamaktadır. Özellikle Buenos Aires'te yaklaşık 12 milyon İtalyan yaşamaktadır ve bu durum şehri, dünya üzerinde en fazla İtalyan nüfusuna sahip şehir yapmaktadır.

Arjantin'nin fiilen resmî dili, aynı zamanda nüfusun %94,4’inin anadili olan İspanyolca’dır. Nüfusun yaklaşık %3,3’ü ise ana dil olarak İtalyanca konuşmaktadır. Aymaraca ve Quechua ana dil olarak konuşanların oranı da %1'den azdır, bunun yanı sıra çeşitli bölgelerde küçük bir kesim tarafından ana dil olarak konuşulan diller de mevcuttur. Ayrıca Arjantin'de konuşulan Patagonya Galcesi ve Menonit Almancası gibi dillerin bazıları tehlike altındadır.

Ülke nüfusu büyük ölçüde Avrupa’dan 1860 ile 1930 yılları arasında gelen göç ile şekillendi.[35] Çoğunluğunu İspanyol ve İtalyan göçmenlerin oluşturduğu Arjantin %97,2 Avrupa kökenli ve %92'si Katoliktir.[35] Geriye kalan %2'si Protestan, %2'si Yahudi ve %4'ü ise diğer dinlere mensuptur.[35]

[38] Arjantin’de eğitim düzeyi yüksek olup 13 yıllık zorunlu eğitim sistemi uygulanmaktadır. Ülkedeki 102 üniversitenin 45’i devlet üniversitesidir ve toplam öğrencilerin yüzde 80’i bu üniversitelerde eğitim görmektedir.[38]

Ülke dışında, çoğunluğu İspanya, İtalya ve ABD’de olmak üzere, 600 bin civarında Arjantinli yaşamaktadır.[35] Ülkeye özellikle Paraguay ve Bolivya olmak üzere çevre fakir ülkelerden göç girişi olmaktadır.[35]

Din[değiştir | kaynağı değiştir]

Arjantin, resmî dini olmayan seküler bir devlettir. Din ve vicdan özgürlüğü, ülkenin anayasasının 14. maddesiyle güvence altına alınmıştır. Arjantin’de baskın din Hristiyanlıktır. Yaygın mezhep ise Katolik mezhebidir. Ayrıca ülkede Protestanlık (ülkenin %2’si) ve Yahudilik (ülkenin %2’si) de yer yer yaygındır.

Arjantin’de 200.000 Yahudi yaşamaktadır. Yahudi toplulukları 1740 yılından itibaren bugün Arjantin’i oluşturan topraklarında yaşamaya başladı. 1802 yılına kadar Arjantin’e gelen ilk Yahudiler Portekiz orijinli Sefarad Yahudileriydi. Daha sonra özellikle 19. Yüzyılın sonunda özellikle Rusya’dan gelen göç dalgaları ile Arjantin’deki Yahudi nüfusu arttı. 20. yüzyıldaki göçlere rağmen, bugün hâlâ küçük bir Yahudi nüfusu Arjantin’de bulunmaktadır.

Eğitim[değiştir | kaynağı değiştir]

Buenos Aires Üniversitesi'nin Hukuk Fakültesi
2018 PISA Programı Sıralaması
Konu 78 Ülke İçinde Sıralaması
Matematik 72.
Okuma-anlama 64.
Bilim 66.

Arjantin'de üniversite öncesi eğitim Millî Eğitim Bakanlığı'nın denetimindedir. 2019 itibarıyla yetişkin nüfusunun %98,1’i okuryazar olan Arjantin'de 4 yıl ilkokul, 4 yıl ortaokul ve 4 yıl lise olmak üzere toplam 12 yıllık eğitim zorunludur. OECD raporlarına göre ülkede liseyi tamamlamayan 25-34 yaş grubuna dahil kişiler, liseyi tamamlayan aynı yaş grubundan iş arkadaşlarının elde ettiği gelirin ortalama olarak sadece %80’ini almaktadırlar.

Ülkenin temel eğitim seviyesi diğer OECD ülkelerinin altında kabul edilir.[39] Arjantin, OECD'nin PISA programında 78 ülke arasında matematikte 72., bilimde 66. ve okuma-anlamada da 64. sırada yer alır.[39]

2019 itibarıyla Arjantin'deki üniversite sayısı 55’tir.[40] Dünyanın en iyi üniversitelerinin sıralandığı 2021 Times Higher Education World University Rankings’de ilk 500'e Arjantin'den beş üniversite dahil olmuştur.[40] Listede Buenos Aires Üniversitesi (UBA) 66. sırada, Arjantin Papalık Katolik Üniversitesi 326. sırada, Palermo Üniversitesi 377. sırada, Austral Üniversitesi 443. sırada, Belgrano Üniversitesi 465. sırada yer almıştır.[40]


Ekonomi[değiştir | kaynağı değiştir]

Birçok büyük şirketin genel merkezinin bulunduğu Buenos Aires’in Puerto Madero semti

Arjantin, GSYİH (SAGP) sıralamasında 28. sırada ve GSYİH (nominal) sıralamasında 31. sırada yer almaktadır. G-20 büyük ekonomileri topluluğunun kurucu üyelerinden biridir.

Arjantin’in 2019’te ihracatı $65,1 milyar oldu. En fazla ihracat yapılan yapılan ülkeler ise Brezilya, Çin, Amerika Birleşik Devletleri ve Şili olarak belirlendi. Aynı yıl ithalatın $49,2 milyarı bulması buldu. 2019’te Arjantin, en fazla Brezilya’dan ithalat yaptı. Bu ülkeyi sırasıyla Çin, Amerika Birleşik Devletleri ve Almanya takip etti.

Arjantin ekonomisinin diğer önemli bölümlerini ise bankacılık, inşaat, ev aletleri, elektronik, tekstil, petrol arıtma, petrokimya ürünleri, gıda, madencilik, demir-çelik ve makine sanayi oluşturmaktadır. 2015 verilerine göre Arjantin’deki sektörel GSYİH dağılım %6 tarım, %17,2 sanayi ve %88,8 hizmet şeklinde olmuştur.

Ekonominin Sektörel Yapısı[değiştir | kaynağı değiştir]

Arjantin ekonomisi genelde tarım ve tarıma dayalı sanayi ağırlıklı bir yapıya sahiptir. Ortalama olarak GSYH’nin %10’u tarım, %30’u sanayi ve geri kalanı da hizmetlerden oluşmaktadır. Hızla artan tarım ürünleri fiyatları Arjantin ekonomisi için önemli bir büyüme kaynağı haline gelmiştir. Ülkenin %9,2’si tarıma elverişlidir.

Daha önce koruma duvarları arkasında gelişen ülke sanayisi 1990’lı yıllardaki liberalleşme politikalarıyla birlikte yabancı firmalarla rekabet edemez hale gelmiştir. Bu dönemde, özellikle doğal kaynaklara ve tarıma dayalı olarak faaliyet sürdüren mevcut birçok firma yabancılar tarafından satın alınmış, küçük ve orta ölçekli işletmeler hızla güç kaybetmeye başlamıştır. 1990’lı yıllarda yabancı sermaye ağırlıklı olarak büyüyen sanayi 1998 yılından itibaren durgunluğa ve krize girmeye başlamıştır. Gıda ve içecek, kimya ve petrokimya, otomotiv ve metal sanayii ülkenin en büyük sanayi kolları durumundadır.

Madencilik[değiştir | kaynağı değiştir]

Arjantin zengin maden yataklarına sahiptir. Maden taraması açısından sadece beşte birinin araştırılmış durumda olduğu belirtilen ülkede kurşun, çinko, kalay, bakır, demir, altın, manganez, petrol ve doğalgaz ile uranyum yatakları bulunmaktadır. Maden yataklarının önemli bir kısmı ülkenin batısında bulunan And Dağları bölgesinde yer almaktadır.

Catamarca ve San Juan eyaletleri bakır ve altın açısından oldukça zengindir. Mendoza’da uranyum, Jujuy’da çinko yatakları bulunmaktadır. 2003 yılında çıkarılan bir yasa ile madencilik ürünleri ihracatının vergiden muaf tutulması ve döviz gelirinin iç piyasada satış zorunluluğunun kaldırılması bu sektörü yabancı yatırımlar için cazip hale getirmiştir. Ancak, 2011 yılının ikinci yarısında ülkedeki döviz sıkıntısı söz konusu muafiyetin kaldırılmasına neden olmuştur. Mevcut uygulamalara göre madencilik ihracatından elde edilen dövizin de ülkeye getirilmesi zorunlu hale gelmiştir. Arjantin, toplam maden üretiminin üçte ikisinden fazlasını ihraç etmektedir.

Bununla birlikte Hükûmetin uyguladığı döviz ve ekonomi politikaları ve resmi istatistik kurumunun gerçeği yansıtmayan enflasyon verileri nedeniyle yatırım hesaplarını sürekli olarak gözden geçirmek durumunda kalan yabancı yatırımcıların 2013 yılında Arjantin’deki yatırımlarını askıya aldıkları görülmüştür.

Hizmetler[değiştir | kaynağı değiştir]

Başta toptan ve perakende ticaret, otel ve lokantacılık ile ulaşım ve iletişim sektörleri olmak üzere hizmetler sektörü de 2003’ten sonraki yıllarda çift haneli büyüme oranlarına ulaşmıştır. 1990’lı yıllarda hızla gelişen finans kesiminin ise kriz sırasında aldığı ağır darbe nedeniyle toparlanması oldukça uzun sürmüştür. Son yıllarda bankacılık ve finans sektörünün ekonomi içindeki ağırlığı tekrar artmaya başlamıştır.

Tarım Sektörü[değiştir | kaynağı değiştir]

Tarım Bakanlığı genel müdürlüğü Buenos Aires’te bulunmaktadır.

Arjantin, 190.000 kilometrekare (73.359 sq mi) ekilebilir araziye sahiptir. Kurak bölgelerden, subtropikal ormanlara yayılan çeşitli mikro iklimlere ve ekosistemlere sahip Arjantin’de çok çeşitli ürünler yetiştirilebilmektedir. Toprağın düşük maliyeti ormancılık için çok uygundur ve yüksek orandaki ağaç sayısı bu alanda önemli yatırımların yapılması ile sonuçlanmıştır.

Soya, ayçiçeği, mısır, buğday, arpa, yulaf, pirinç, aspir, pamuk, fasulye, çay, tütün, şekerkamışı, üzüm, narenciye, elma, armut ülkede yetiştirilen en önemli meyve ve sebzelerdir. Ülkenin farklı bölgelerinde çeşitlilik gösteren iklim koşulları sayesinde Arjantin, çok farklı iklim gerektiren ürünlerin üretimine müsaittir. Hububat ve yağlı tohumlar üretimi Arjantin ekonomisi ve ihracatının lokomotif ürünleri arasında yer almaktadır.

Yaklaşık 51 milyon baş hayvana sahip olan Arjantin dünyanın en önemli et üreticileri arasında yer almaktadır. Ancak, son yıllarda yanlış tarım politikaları nedeniyle kasaplık sığır sayısının ciddi bir şekilde azalması ve 2009 yılı sonlarından itibaren et fiyatlarının hızla yükselmesi üzerine Arjantin Hükûmeti et ihracatına zaman zaman kısıtlama getirmek zorunda kalmış ve dünya et ihracatında Arjantin gerilere düşmüştür. Et ihracatında 2009 yılında üçüncü sırada yer alan Arjantin sonraki yıllarda sürekli gerileyerek 2012 yılı itibarıyla onuncu sıraya düşmüştür. 2012 yılı et ihracat değeri ülkenin son 50 yılındaki en düşük ikinci ihracat değerine tekabül etmektedir. İhracat miktarı 2013 yılında 200 bin tonun üzerine çıksa da önceki yılların seviyesine kıyasla hâlâ çok geridedir. 2013 yılında Arjantin’in dünya et ihracatçısı ülkeler arasındaki yeri, Meksika ve Yeni Zelanda’nın da gerisinde kalarak, 11. sıraya gerilemiştir.

Enerji[değiştir | kaynağı değiştir]

Arjantin geleneksel olarak petrol, petrol yağ ve yakıtları, doğal gaz ve elektrik üreticisi ve net petrol ve doğalgaz ihracatçısı konumundayken hükûmet YPF’ye el koyduktan sonra enerji dış ticaret açığı oluşmuştur.

Ülkenin 2,5 milyar varil geleneksel petrol rezervi bulunmaktadır.[30] Söz konusu rezervlerin yaklaşık %60’ı Golfo San Jorge bölgesinde (Chubut ve Santa Cruz eyaletlerinde), %25’i de Neuquén bölgesinde yer almaktadır.[30] 2011 yılında YPF tarafından Neuquén Eyaleti’ndeki Vaca Muerta yataklarında keşfedilenlerle birlikte ülkenin kaya petrolü rezervi 741 milyon varile ulaşmıştır. Belirtilen bölgede yeni kaya petrolü ve kaya gazı yatakları keşfedilmeye devam etmektedir. Arjantin doğalgaz açısından da zengin bir ülkedir. Ülkenin 27 trilyon kübik feet geleneksel doğalgaz rezervi bulunmaktadır. Toplam rezervlerin %42’si Neuquén’de ve %30’u Austral bölgesinde yer almaktadır.[30]

Amerika Birleşik Devletleri Enerji Bilgi İdaresi verilerine göre, 774 trilyon kübik feet kaya gazı rezervine sahip olan Arjantin, bu alanda ÇHC ardından dünyada ikinci sırada yer almaktadır. Kaya gazı rezervlerinin yaklaşık yarısı Neuquén bölgesinde bulunmaktadır. Söz konusu bölgedeki Vaca Muerta yataklarında 2011 yılında 4,5 trilyon kübik feet kaya gazı keşfedilmiştir.[30] Son yıllarda hükûmet YPF’ye el koyduktan sonra petrol ve doğalgaz üretiminde düşüş yaşanmaktadır.

Konuyla ilgili olarak ABD Enerji Bakanlığı tarafından yapılan çalışmalara göre, Arjantin’in sahip olduğu kaya gazı rezervleri, tüm Avrupa kıtasının sahip olduğu kaya gazı rezervlerinden daha fazla miktardadır.[30]

Tarih[değiştir | kaynağı değiştir]

İlk kez 1810’da ulusal hükûmete kavuşan Arjantin, 1816’da İspanya’dan bağımsızlığını ilan etti. Bağımsızlıktan sonra Arjantin'deki bölgeler arasında yaşanan iç savaş sonunda 1853’te kabul edilen anayasa ile ülke federal bir devlete dönüştü. 1853'ten başlayarak yaklaşık 70 yıl boyunca siyasi istikrara sahip olan ülkede yaşanan hızlı ekonomik gelişmeyle beraber Arjantin kişi başına düşen millî gelir itibarıyla 1920’de dünyanın yedinci en zengin ülkesiydi.

Arjantin ekonomisi 1920’lerde kişi başına millî gelir sıralamasında dünya ekonomileri içinde ilk 10 ülke arasında yer alırken, takip eden 60 yıl içinde sürekli gerileyen bir performans göstermiştir. 1940’larda uygulanan politikalar büyük kamu açıklarını, enflasyonda artışı ve ekonomik durgunluğu beraberinde getirmiştir. İkinci Dünya Savaşı’nı takip eden dönemde, Arjantin kronik enflasyonun etkisi altında kalmıştır. Enflasyonu dünya ülkeleri seviyesine çekmek amacıyla birçok kez döviz kurunun nominal çapa olarak kabul edildişi istikrar programları uygulamaya geçirilmiş, ancak bu programların hepsi para krizleri ile sonuçlanmıştır. 1970’lerin ortalarına gelindiğinde ülkenin uzun dönem büyümesinin fark edilir derecede düştüğünü ve 1980’lerin ikinci yarısında ülkenin süregelen bir durgunluğun içinde olduğunu söylemek mümkündür. Tasarruf ve yatırım oranlarında 1970-1989 döneminde ciddi bir azalma gözlemlenmektedir. Arjantinliler makroekonomik istikrarın uzun yıllar boyunca sağlanamaması nedeniyle tasarruf ve yatırımlarını yurtdışına kaydırmışlardır. Üretimde verimlilik düşmüş ve yoksulluk günden güne artmıştır.

Yakın zamana kadar Brezilya ve Meksika’nın ardından Latin Amerika’nın üçüncü büyük ekonomisi olan Arjantin, bu unvanını 2014 yılından beri Kolombiya’ya kaptırmış bulunmaktadır.

Bölgede Venezuela’nın ardından ikinci en yüksek enflasyon oranı, Peso’nun 2014 Ocak ayında Dolar karşısında %23 oranında değer kaybetmesi ve düşük düzeydeki GSYİH büyüme oranı nedeniyle Arjantin, bir sıra gerileyerek bölgenin dördüncü büyük ekonomisi olmuştur. Bununla birlikte, ödemeler dengesine ilişkin öngörüler dikkate alındığında, Arjantin’in daha da geri sıralara düşmesinin yüksek bir ihtimal olduğu değerlendirilmektedir.

Latin Amerika’nın dördüncü büyük nüfusuna sahip olan Arjantin, zengin yer altı ve yer üstü kaynakları, yetişmiş insan gücü, şehirleşme ve teknolojik gelişimi, kişi başına alım gücünün yüksekliği sayesinde ekonomik potansiyeli çok yüksek olan ülkelerden biridir. Ancak, politik belirsizlik ve kurumsal yetersizlik gibi unsurlar ekonomik büyümenin potansiyelini yakalamasını engellemektedir.

Arjantin’de dönemler itibarıyla keskin politika değişiklikleri olmakla birlikte tarihsel olarak önemli bir müdahaleci ekonomi geleneği bulunmaktadır. Mevcut iktidar, devlet kontrolünün olmadığı 1990’lı yıllardaki serbest piyasa modelinin bir sonucu olarak ülkenin 2001-2002 dönemi krizini yaşadığından hareket ederek müdahaleci bir politika izlemektedir.

1990’lı yıllardaki liberalleşme, özelleştirme ve deregülasyon politikaları sayesinde yabancı yatırımcılar için cazibe merkezi haline gelen Arjantin’de 2001 sonu ve 2002 başındaki kriz ve kriz sonrası uygulamaya konulan politikalar yabancı sermaye için olumsuz bir ortam yaratmıştır. 2002 yılından sonraki dönemde mevcut yabancı sermayenin bir kısmı ülkeyi terk etmiştir. 2003 yılından itibaren iktidarda olan yeni Peronist yönetim yerli sermayeye daha çok önem vermekte ve kamu ihalelerinde yerli şirketler lehine ayrımcılık yapmaktadır.

Menem’den sonra yeniden Radikal cepheden seçilen başkan Fernando de la Rua (1999-2001) ekonomik bunalımla birlikte yayılan kitlesel hareketlere boyun eğerek istifa etti. 2001-2003 yılları arasında derin siyasi-ekonomik bunalım dönemi yaşandı. De la Rua’nın yarım bıraktığı başkanlık süresini tamamlamak için görevlendirilen dört geçici başkan bu süreyi tamamlayamayarak istifa etmek zorunda kaldı.

2003’te Peronist cepheden Nestor Kirchner başkanlığa seçildi. Kirchner demokratik bazı adımlar attı, Carlos Menem’in Yüksek Mahkemeye atadığı “yandaş” üyeleri değiştirdi, siyasi istikrar sağladı. Ancak uyguladığı ekonomik politikalar belli bir iyileşme sağlasa da gelir dağılımı dengesizliği devam etti. Kirchner yeniden seçilmek için uygun olan siyasi atmosfere rağmen kendi yerine eşini aday gösterdi. Böylece eşinden sonra iki dönem daha başkan seçilme hesabı yaptı.

Orta sınıfın yoksullaşması ve yoksul sınıfın genişlemesi, 2000’den itibaren popülizmin yeniden güçlenmesini ve geniş taban bulmasını sağlamıştır. 2001 sonundan 2003 ortasına kadarki dönem siyasi bunalımın doruğa çıktığı dönemdir ve bu dönemin ilk bir ayında protestolar ve kamuoyu baskısıyla üç geçici başkan değiştirilmiştir (Frederico Ramon Puerta, Adolfo Rodriguez Saa ve Eduardo Oscar Camano) Kongre 2002’nin başında Peronist Eduardo Duhalde’yi geçici başkan olarak seçmiştir. Duhalde de ekonomik gidişatı değiştiremeyince 2002’nin yazında bir yıl içinde (olağan görev süresi dolmadan) görevi bırakacağını ilan etmek zorunda kalmıştır.

2003 Mayıs’ında Nestor Kirchner başkan olarak seçilmiştir. Ekonomide Menem döneminde başlatılan liberal politikaları sınırlayan Kirchner döneminde önemli gelişmeler sağlanmıştır. Görev süresi boyunca ekonomi her yıl %9 büyümüş, yaşam standartları yükselmiş, işsizlik %20’den %9’a düşerken, yoksulluk %50’den %27’ye gerilemiştir. Ancak gelir dağılımında bir iyileşme sağlanamamıştır.

2007’de yapılan başkanlık seçimlerinde Nestor Kirchner’in eşi başkan seçildi. Yeni başkan Cristina Fernandez de Kirchner eşinin başlatmış olduğu görece istikrarlı yönetimin devam etmesini sağladı. 2011’de yapılan son başkanlık seçiminde Bayan Kirchner yeniden başkanlık koltuğuna oturdu. Kasım 2015’te yapılan son seçimlerde ise çoğu Peronist olmayan partilerden oluşan Cambiemos (Değişim) ittifakı adına yarışan Mauricio Macri, Arjantin’in yeni başkanı olarak seçildi.

Turizm[değiştir | kaynağı değiştir]

Ulaşım[değiştir | kaynağı değiştir]

Arjantin, coğrafi olarak oldukça büyük bir alanı kaplamakla birlikte, ulaşım ağı açısından Latin Amerika ülkeleri içinde en ileri düzeyde bulunmaktadır.

31.902 kilometre (19.823 mi)’lik kullanılabilir ve toplam 40.245 kilometre (25.007 mi) demiryolu Latin Amerika’nın en uzun demiryolu ağıdır.

Toplam 231.374 kilometre (143.769 mi)’lik karayolunun yaklaşık 70.000 kilometre (43.496 mi)’lik kısmı asfaltlanmıştır.

Ülkenin dış ticaretinin %90’ı deniz yoluyla, La Plata, Paraná, Paraguay ve Uruguay nehirlerinin su yolu ağını kullanarak yapılmaktadır. Büyük bir deniz kıyısı uzunluğuna sahip olan Arjantin’de çok sayıda liman bulunmaktadır. Bunlardan en büyükleri Zárate ve Campana limanlarıdır.

2 Mart 2015 tarihi itibarıyla Arjantin Hükümeti’nin ülkenin demiryollarını kamulaştırdığı duyurmuştur.

Bilim ve Teknoloji[değiştir | kaynağı değiştir]

Arjantin'deki bilim ve teknoloji tarihi, bilimsel politikaların yörüngesini ve bu ülkede yapılan keşifleri ve gelişmeleri anlatıyor.

Arjantin, İspanyol altın yüzyılının genel valilik üniversiteleri ve 16. ve 17. yüzyılların Cizvit bilim adamlarıyla başlayan,[43][44] Florentino Ameghino gibi 19. yüzyılın gök bilimcileri ve doğa bilimcileriyle devam eden uzun bir bilimsel araştırma geleneğine sahiptir. Ve ulusal üniversitelerin ortaya çıkmasıyla, bilimsel çalışmayı sistemleştirme ve resmileştirmeye yönelik ilk çabalar başlamış, böylece Córdoba (1613'te kurulmuş ve 1854'te kamulaştırılmış), Buenos Aires (1821), del Litoral (1889), La Plata (1897) ve Tucumán (1914) ulusal üniversiteleri ortaya çıkmıştır.[45]

Savaş sonrası dönemde, ulusal bilim sisteminde bir dönüşüm gerçekleşti. Büyük ölçüde, bilimsel araştırmalar için gerekli insan kaynaklarını (burs sahipleri ve araştırmacılar) finanse etmekten sorumlu Fransız CNRS'nin imajında ve benzerliğinde oluşturulan bir organ olan CONICET'in yaratılması nedeniyle. Bu dönemde, tarımsal teknoloji (INTA), endüstriyel (INTI),[46] nükleer (CNEA),[47] savunma (CITIDEF) ve uzay (CNIE, şimdi CONAE) araştırmaları için özel kuruluşlar da oluşturuldu. Bölgesel düzeyde, Buenos Aires eyaletinin Bilimsel Araştırma Komisyonu'nun (CIC) oluşturulması göze çarpmaktadır.[48] Arjantin, ülkeye üç Nobel Ödülü veren uzun bir biyomedikal araştırma geleneğine sahiptir: Bernardo Houssay (1947, ilk Latin Amerika'dan), Luis Federico Leloir (1970) ve César Milstein (1984).

Bilimsel sistemin bu gelişim dönemi, 1966'da, gelişmiş ülkelere beyin göçüne neden olan Uzun Köpekler Gecesi olarak bilinen bir olayla aniden sona erer. Siyasi ve ideolojik zulüm, 1983'teki son askeri diktatörlüğün sonuna kadar devam edecekti.[46]

Demokrasinin geri dönüşü ile bilim ve teknoloji kuruluşlarındaki kurumsal durum normalleşir, bu da yine sivil ellere geçer, ancak sektörün bütçesi kıttır. Carlos Menem hükûmeti (1989-1999), CONICET'in o ana kadar sahip olduğu sübvansiyon ve kredi sağlama işlevini üstlenen ANPCyT'nin (1997) oluşturulmasıyla Arjantin bilimsel sisteminde yeni değişiklikler üretti. Bu dönem boyunca, bilimsel sistemdeki boşluklar neredeyse sıfırdı ve ekonomik kriz faktörünün eklendiği De la Rúa hükûmeti (1999-2001) sırasında devam edecek olan yeni bir beyin göçüne yol açtı.[49]

Néstor Kirchner (2003-2007) ve Cristina Fernández de Kirchner (2007-2015) hükûmetleri, CONICET'teki yeni araştırmacılar ve bursiyerler için çağrıların yeniden açılmasını ve Raíces Programı aracılığıyla araştırmacıların ülkelerine geri gönderilmesini gerçekleştirdi.[50] 2007 yılında, İlk kez Bilim, Teknoloji ve Üretken Yenilik Bakanlığı (MinCyT), alanın planlanması ve koordinasyonuna adadı. O zamana kadar, sadece Bilim ve Teknoloji Sekreteri, alt statüye sahipti. Bölgenin bütçesi, sonraki Mauricio Macri (2015-2019) hükûmeti sırasında,[51] bilim ve teknolojideki eylemini Bilim, Teknoloji ve Üretken Yenilik Bakanlığı'nın kaldırılması ve sekreterlik düzeyine indirilmesiyle tamamlayan önemli kesintilere maruz kalıyor.[52][53][54] Genç araştırmacılar için CONICET'e erişim yeniden azaldı ve bu da yeni bir beyin göçüne neden oldu. Alberto Fernández'in ilk yılında (2019-), Bilim, Teknoloji ve Üretken Yenilik Bakanlığı yeniden oluşturulur, ancak önemli bütçe açıklarından mustarip olmaya devam eder.[55]

21. yüzyıldaki ana başarılar, yeni transgenik çeşitlerin geliştirilmesiyle biyoteknolojide olmuştur; ülkenin devlet şirketi INVAP aracılığıyla farklı ülkelere nükleer reaktör ihraç ettiği[56][57] nükleer teknoloji[52][53][58] ve uydu teknolojisi. uydular tasarlandı ve üretildi: SAC-D / Aquarius (2011), 14 Arsat-1 (2014), 15 SAOCOM 1-A (2018) ve 1B (2020). Bilişim, nanoteknoloji ve biyoteknoloji gibi ulusal devlet tarafından stratejik kabul edilen alanlarda da tanıtım programları geliştirilmektedir.[59]

Arjantin'de bilim ve teknoloji, devlet, ulusal üniversiteler ve enstitüler, şirketler ve diğer ulusal ve uluslararası örgütler ve araştırma, geliştirme ve yeniliğe (I + D + i) yönelik dernekler tarafından yürütülen bir dizi politika, plan ve programdan oluşur. Arjantin, bilimsel ve teknolojik altyapı ve tesislerin yanı sıra. Ülke, 2018 verilerine göre GSYİH'sının %0,49'unu araştırma ve geliştirmeye yatırıyor ve bu yatırımın %67'si devlet tarafından yapılıyor.437

Kamu bilimsel-teknolojik faaliyeti, diğer bakanlıklarda araştırma kuruluşları ve kuruluşları bulunabilmesine rağmen, esas olarak Bilim, Teknoloji ve Yenilik Bakanlığı (MinCyT) tarafından koordine edilmekte ve planlanmaktadır. MinCyT, yönergelerini Arjantin Innovadora 2020 gibi stratejik planlar aracılığıyla çizer. 21. yüzyılın ilk on yıllarında ana politikalarından biri, 1000'den fazla bilim insanının ülkelerine geri gönderilmesine izin veren Kökler Programıdır, 438 var olan beyin göçü eğilimini tersine çevirmiştir. Arjantin'de.439 Ülkenin bilimsel faaliyeti esas olarak CONICET ve ulusal üniversitelerde yoğunlaşırken, teknolojik üretim diğerlerinin yanı sıra CNEA, INTA, INTI ve CONAE gibi çeşitli sektörel devlet kurumlarına odaklanmıştır.

Arjantin'deki ana bilimsel araştırma organı Ulusal Bilimsel ve Teknik Araştırma Konseyi'dir (CONICET). Tüm bilgi alanlarını kapsayan ve Amerika'nın en prestijli kurumlarından biri olarak kabul edilen MinCYT'ye bağlı bir kurumdur.440 CONICET, tematik ve bilimsel özerkliğe sahip enstitüler halinde düzenlenmiştir ve personeli, araştırmacılar, profesyoneller, teknisyenler arasında 20.000 kişiyi aşmaktadır. ve doktora ve doktora sonrası araştırmacılar.441

Arjantin biyotıp, fizik ve tarım bilimleri alanlarında sağlam bir araştırma geleneği geliştirdi. Biyotıp araştırmaları ülkeye üç Nobel Ödülü verdi: Bernardo Houssay (1947, Latin Amerika'da bir ilk), Luis Federico Leloir (1970) ve César Milstein (1984). Nobel Barış Ödülü sahipleri dahil edilirse, Arjantin 442'si en çok ödül alan Latin Amerika ülkesi olmak üzere toplam beş Nobel Ödülü sahibine ulaşıyor. 2007 yılında İklim Değişikliği Konusunda Hükûmetlerarası Uzmanlar Grubu'nun bir üyesi olarak Nobel Barış Ödülü'nü alan biyolog Sandra Myrna Díaz'a eklenebilirler.443 444 445 Fizik alanında Juan Martín Maldacena, 2008 yılında Fundamental Physics'ten Yuri Milner ödülünü aldı. 2012.446

Bilişim, nanoteknoloji ve biyoteknoloji gibi çabaları yoğunlaştırma ve geliştirilen kapasitelere anlam verme eğiliminde olan konularda iyi yapılandırılmış programlar geliştirilmektedir.447 Biyoteknolojide, klonlanmış ineklerde hormon üretimi448 449 ve yeni ineklerde hormon üretimi gibi kilometre taşları448 449 zirai kimyasallara veya strese toleranslı transgenik hububat ve baklagiller çeşitleri.450 451 Bilgisayarda, Yazılım Yasası'nın ve onun halefi Bilgi Ekonomisi Yasası'nın yürürlüğe girmesinden sonra yazılım şirketlerinin sayısında sürekli bir artış oldu.

Arjantin, Latin Amerika'da öncü olarak nükleer ve uydu teknolojisinde önemli yeteneklere sahiptir.452 Amerika kıtasında - Amerika Birleşik Devletleri ile birlikte - uydu üreten ve ihraç eden tek ülkedir.453 Nükleer konularda, tam döngüyü üretir. ve çeşitli ülkelere, ülkede tasarlanan ve üretilen nükleer reaktörler sağlar. Her iki alanda da ana aktörler Ulusal Atom Enerjisi Komisyonu (CNEA), Ulusal Uzay Faaliyetleri Komisyonu (CONAE) ve halka açık şirket INVAP'dir. Konuyla ilgili en önemli eğitim merkezi, ülkenin ve bölgenin en prestijli bilim kurumlarından biri olarak kabul edilen Balseiro Enstitüsü'dür.454 455 Silah geliştirme alanındaki en önemli gelişmelerden bazıları, CITEFA'nın en son gelişmelerinden biri olan ve hava-deniz ve hava-su versiyonlarında sunulacak olan AS-25K füzesidir. Ayrıca hava trafik kontrolü ve uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele için helikopterler, uçaklar ve askeri ve sivil radarlar inşa ediyor.

Kültür[değiştir | kaynağı değiştir]

Buenos Aires'te bulunan Teatro Colón dünyadaki en önemli opera binalarından biridir.[3]
Buenos Aires'te bulunan San Martín Sarayı şehirde bulunan malikelerden sadece birisidir.[3]

Tango dansı, pembe dizileri, futboldaki başarısıyla öne çıkan ülkenin, Jorge Luis Borges, Domingo Liotta ve Rene Favaloro gibi dünyaca ünlü edebiyatçılar ile bilim adamlarını yetiştirdiği biliniyor.

Arjantin, Adolfo Bioy Casares (1914-1999), Alberto Manguel (d. 1948), Eugenio Cambaceres (1843-1888), Julio Cortázar (1914-1984), Jorge Luis Borges (1899-1986), Manuel Puig (1932-1990), Ernesto Sabato (1911-2011), Ezequiel Martinez Estrada (1895-1964) gibi çok yetkin yazarların yanı sıra resim alanında Antonio Berni (1905-1981), Carlos Alonso (d. 1929), Xul Solar (1887-1963) ve Anselmo Piccoli (1915-1992) şiir alanında Juan Gelman (d. 1930), heykel sanatında Oscar Agustín Alejandro, Schulz Solari (1887-1963) gibi isimleri de yetiştirmiştir.

Avrupa'dan gelen göç dalgaları nedeniyle kırılan ilkel Hispano-Amerikalı gerçekliğiyle La Plata havzasının sakinleri olarak ikili bir kimliğe sahibiz: Avrupa kökenimiz ülkemizi Eski Dünya'nın kalıcı değerlerine bağlarken Amerikalı olmamız bizi Kastilya dili aracılığıyla kıtanın geri kalanına bağlıyor. Biz bu şekilde bir zamanlar San Martin ve Bolívar'ın hayal ettiği bu yüce ülkenin çağrısını hissediyoruz.

— Ernesto Sabato, Fracturada la primitiva realidad hispanoamericana en esta cuenca del Plata por la inmigración, sus habitantes venimos a ser algo dual, con todos los peligros pero asimismo con todas las ventajas de esa condición: por nuestras raíces europeas vinculamos de modo entrañable el interior de la nación con los perdurables valores del Viejo Mundo; por nuestra condición de americanos, a través del folclore interior y el viejo castellano que nos unifica, nos vinculamos al resto del continente, sintiendo de algún modo la vocación de aquella Patria grande que imaginaron San Martín y Bolívar.!

1957’de ürettiği teknolojiyle Latin Amerika’da ilk nükleer araştırma reaktörünü tasarlayan ve inşa eden ülke konumundaki Arjantin, 1983’te nükleer silah üretebilecek düzeyde zenginleştirilmiş uranyum kapasitesine sahip olduğunu açıkladı. Ülke, nükleer gücünü sadece barışcıl amaçlar için kullanma sözü verdi.

Dünya'nın en geniş bulvarı Arjantin'in başkenti Buenos Aires'te yer alıyor. Bulvarın ismi "9 Temmuz Bulvarı"dır. 9 Temmuz denmesinin nedeni ise Arjantin'in bağımsızlık gününü simgeliyor olmasıdır.

Çizgi Roman[değiştir | kaynağı değiştir]

Oviedo, İspanya'da Mafalda heykeli

Dünya çapındaki en önemli çizgi roman geleneklerinden birine sahip olan Arjantin, çizgi roman üretiminde 1940'lar ile 1960'lar arasında "altın çağını" yaşamıştır. Arjantin çizerler arasında dört büyükler (cuatro grandes dibujantes) olarak tanınan Hugo Pratt, José Luis Salinas, Arturo Pérez del Castillo ve Walter Ciocca öne çıkar.

Çizgi romanlar tür olarak incelendiğinde, aksiyon türünde Oscar Masotta Héctor Oesterheld ve Hugo Pratt; komedi türünde Guillermo Divito ve Joaquín Salvador Lavado Tejón; folklor türünde ise Walter Ciocca dünyaca bir üne kavuşmuştur.

Ülkenin en tanınan çizgi roman serileri İtalyanca'ya Umberto Eco tarafından çevrilen Mafalda'dır.[60] Çizgi romanının ana karakteri Mafalda Arjantinli orta sınıfı ve ilerici gençliği yansıtır: 6 yaşında bir kız olmasına rağmen Mafalda insanlık ve dünya barışından endişe duyup dünya sorunlara karşı masum ama ciddi bir tavra sahiptir.[61] 1964'ten 1973'e kadar yayınlanan çizgi roman başta Latin Amerika, Avrupa, Quebec ve Asya olmak üzere dünyaca üne kavuşmuş[62] ve hatta 1976 yılında Çocuk Hakları Sözleşmesi'ni desteklemek için UNICEF tarafından kullanılmıştır.[63]

Edebiyat[değiştir | kaynağı değiştir]

Arjantin edebiyatı, İspanyolca olarak üretilmiş sözlü ve yazılı metinlerdir. İspanyolca dilinin, Arjantin topraklarında gelişen ilk ürünleri 16. yüzyılın sonuna aittir. 19. yüzyıla kadar İspanyol medeniyeti çerçevesinde gelişti. Arjantinli yazarların ürettiği edebi eserler, İspanyol ve evrensel edebiyatta önemli bir yer tutar.

Arjantin edebiyatının en önemli isimlerinden olan Julio Cortázar, Victoria Ocampo, Jorge Luis Borges ve Adolfo Bioy Casares

19. yüzyılda görülen refahı izleyen İtalyan, İspanyol, Fransız, Polonyalı, Rus, Yahudi ve Alman göç dalgalarıyla beraber Arjantin edebiyatına öncülük eden '80 Kuşağı (Generación del '80) ve özellikle Lucio Vicente López, Miguel Cané, Lucio V. Mansilla, Eduardo Wilde ile Aguas Down, Arjantin geleneklerinin göç dalgalarıyla kaybolmasından önemli ölçüde etkilendiler.

'80 Kuşağı sosyal gerçekliğe önem vererek yurt sorunlarıyla yakından ilgilenerek, yurt, ulus sevgisi gibi konuları işleseler de eslerinde Buenos Aires'in Avrupai özelliklerini ve kültürel üstünlüğünü vurguladılar.[18]

Arjantin edebiyatına 20. yüzyılın başına damgasına vuran Grupo de Florida ve Grupo de Boedo arasındaki kutuplaşmaydı.[18]

Grupo de Florida, Buenos Aires'teki Florida Caddesi'ndeki Confitería Richmond'da buluşan ve Avangart akımından etkilenmiş olan Jorge Luis Borges, Leopoldo Marechal, Ricardo Guiraldes, Victoria Ocampo ve Oliverio Girondo gibi yazarlardan oluşur.[18]

Emek hareketinden etkilenen Grupo de Boeda Boedo semtindeki Café El Japonés'de buluşup Claridad Yayınevi'nde yazan Roberto Arlt, Leónidas Barletta, Álvaro Yunque gibi yazarlardan oluşur.[18]

Arjantin edebiyatının bu dönemden diğer önemli yazarları arasında El Gaucho Martín Fierro'nun yazarı olan José Hernández, Adolfo Bioy Casares, Ernesto Sabato, Alejandra Pizarnik, Juan Gelman, Julio Cortázar, Eduarda Mansilla, Alfonsina Storni, Roberto Arlt, Silvina Ocampo, Sara Gallardo, Manuel Puig, Hebe Uhart, Antonio Di Benedetto, Rodolfo Walsh, Ezequiel Martínez Estrada, Leopoldo Lugones ve Olga Orozco bulunur.

Gastronomi[değiştir | kaynağı değiştir]

Arjantin'de insanlar "Alfajores" adını verdikleri karemelli çikolataların tutkunlarıdır.

Dünyanın en çok sığır eti tüketilen ülkesi olan Arjantin’in en ünlü yemeği sığır etinden yapılan Criolla’dır. “Éparillas” ya da “Asados” olarak adlandırılan büyük barbekülerde pişirilen bir tür ızgara çeşididir. Bir diğer ünlü yemekleri olan Humitas mısırdan yapılmış bir çeşit köftedir. Mısır mamullerini sıklıkla kullanan Arjantinlilerin Tamales adı verilen ve mısır unundan yapılmış bir ekmek türünün içine et doldurulmasıyla hazırlanan yemeği meşhur Arjantin mutfağın bir parçasıdır. Unlu mamulleri sıklıkla kullanan Arjantin Mutfağında sevilen yiyeceklerden biri olan Empanadas, türlü iç harçlarla hazırlanabilen bir börektir. Dulce de leche diğer Latin Amerika mutfaklarında da tanıdığımız süt ve şekerle yapılan bir tatlıdır. Mate çayı ve özellikle And dağları bölgesinde çok meşhur olan Mendoza şarapları da en çok tüketilen içeceklerdir.

Arjantin'in gastronomisi, mısır, patates, tatlı patates, domates ve mate tüketimiyle yerel ve on dokuzuncu yüzyıl sonları ve yirminci yüzyılın başlarında gelen kitlesel göçün bir sonucu olarak İspanyol ve İtalyan etkilerini yansıtır.

Gastronomisi için belirleyici bir faktör, Arjantin'in, nispeten düşük fiyatlarla her türden çok çeşitli gıdalar ile gezegendeki en büyük tarım üreticilerinden biri haline gelmesidir. Tipik bir Arjantin yemeği, empanadalara ek olarak asado veya barbeküdür (ızgarada pişirilmiş inek eti ve bağırsakları) et ve diğer tatlarla doldurulmuş kek çeşitleri), tamales, humita, locro, pataca ve calapurca. Sütün üretimi ve tüketimi çok önemlidir ve kişi başına yılda yaklaşık 240 litre tüketilir.578 Sütün bol miktarda bulunması, peynirler gibi türetilmiş gıdaların yüksek oranda tüketilmesine neden olmuştur (ülkenin kendi peynirleri vardır) ve diğerleri arasında dulce de leche.

Tatlılar arasında alfajor, çok sayıda bölgesel değişkenle üretilen ve yaygın olarak tüketilen bir üründür.

Arjantin'in diğer komşu ülkelerle paylaştığı karakteristik içecek, mate denilen yerba mate yapraklarından (Güney Amerika'ya özgü bir bitki) hazırlanan, Kolomb öncesi Guarani kökenli bir infüzyondur. Mate ayrıca çay olarak da hazırlanabilir, bu durumda cocido mate olarak adlandırılır. İspanyol sömürgeciliği, sömürge dönemlerinde "kafeler" buluşma yerleri olarak genelleştiğinden beri kitlesel hale gelen kahve tüketimini başlattı. Ayrıca, İngiliz göçünün etkisiyle ortaya çıkan klasik çeşitlerinden veya boldo ve peperina gibi eski Kolomb öncesi geleneklerden gelen sindirim otlarından oluşan geniş bir çay tüketimi de var.

Klasik kahvaltı, kahve, süt ve sonunda mate eşliğinde tereyağlı ve tatlı ekmektir; ikincisi genellikle kahvaltının yerini alır. Akşam yemeği genellikle saat 9: 00'dan sonra yapılır. Aile toplantılarında veya arkadaşlarla Pazar öğle yemeğini barbekü veya makarnaya ayırma geleneği vardır.

Arjantin’de Avrupalı nüfus yoğunluğu nedeniyle başta İtalya ve Fransa olmak üzere Avrupa mutfağı, bunun yanında Meksika ve Brezilya mutfağı etkileri var.

Arjantin Lokumu: Asado

Arjantin bifteği olarak da bilinen Asado, kaburga etinin chimichurri adı verilen, safranlı bir sosla özel bir marinasyon işlemi gördükten sonra barbekü üzerinde pişirilmesiyle hazırlanıyor. Uzun süre pişen ve ardından kemikten kolayca sıyrılıp lokum kıvamına gelen et, sadece tuz ile buluşup başka hiçbir baharat olmadan servis ediliyor.

Birçok yemek et içerir, ancak farklı şekillerde hazırlanır. En sevilen ana yemek, karışık ızgara biftek ve diğer dana eti parçalarını içeren parrillada dır. Izgara bifteğe churrasco, açık ateşte pişirilmiş dana rostoya Asado, yumurta ve ekmek kırıntılara batırılıp yağda kızartılan dana etine milanesa denir.

Birçok Arjantinli 1800’lerin sonunda Arjantin’e gelen İtalyan göçmenlerin soyundan geldiğinden, ülke genelinde İtalyan yemekleri bulunur. En sevilen İtalyan yemeklerinden bazıları pizza ve her çeşit makarna (spagetti ve mantı gibi) ve et ve domates sosuyla servis edilen ñoquis (bilinen adıyla gnocchi-patates köfteleri).

Arjantin mutfak kültürü tüm Latin Amerika’da hatırı sayılır bir yere sahip. Kırmızı etin başkenti Arjantin dünyada en çok sığır eti üreten ülke (kişi başı yaklaşık 100 kilo)

Güney Amerika'ya özgü, pipetle içilen mate çayı ile sabah kahvaltılarında ve öğleden sonra çaylarında tüketilen facturas, medialuna benzeyen, tatlı ve yumuşak bir çörek çeşidi. Arjantin'de acıktığınızda ya da sabahları lezzetli bir atıştırmalık istediğinizde bu çöreğin tadına bakabilirsiniz.

Güney Amerika’nın en meşhur içeceği mate Çayı.

mate konuyor ve üzerine sıcak su ekleniyor. Bombilla adı verilen pipetle de içiliyor.

Müzik[değiştir | kaynağı değiştir]

Arjantin müziği ülkedeki kültürel çeşitliliğe bağlı olarak tangodan rock müziğine kadar geniş bir repertuvara sahiptir.

Tango, Buenos Aires'in fakir banliyölerinde başlayan ve dünyaya yayılan bir dans ve müzik türüdür. Tango müzik türünde öne çıkan sanatçılar arasında Tango Kralı (el Rey del Tango) olarak kabul edilen Carlos Gardel, Tango Kraliçesi (la Dama del Tango) olarak tanınan Mercedes Simone, dünyaca ünlü Mar del Platalı Ástor Piazzolla ve La Gata Varela bulunur.

Arjantin ulusal rock, 1960'ların sonlarından bu yana Latin Amerika’da İspanyolca olarak söylenen İbero-Amerikan rock üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir. Rock türünde öne çıkan gruplar arasında Los Gatos, Almendra, Manal, Sui Generis, Patricio Rey y sus Redonditos de Ricota ve Soda Stereo; şarkıcılar arasında Litto Nebbia, Luis Alberto Spinetta, Charly García, Andrés Calamaro, Patricia Sosa, Fabiana Cantilo, Gabriela Martínez ve Indio Solari bulunur.

Arjantin Devlet Konservatuvarı (Conservatorio Nacional de Música) ve Teatro Colón’un yardımıyla ülkede güçlü bir klasik müzik ve dans eğitimi geliştirilmiştir. Klasik müzikte Alberto Ginastera ve Pía Sebastiani gibi besteciler, Martha Argerich gibi yorumcular ve Daniel Barenboim gibi şefler öne çıkmaktadır. Klasik dansta ise Jorge Donn, Maximiliano Guerra, Paloma Herrera, Marianela Núñez, Iñaki Urlezaga ve Julio Bocca öne çıkıyor.

Sinema[değiştir | kaynağı değiştir]

Latin Amerika'nın en gelişmiş film endüstrisine sahip olan Arjantin, Latin Amerika genelinde en çok sinema salonu ve perdesi barındıran ülke konumundadır.

İlk sessiz ve sesli animasyon filmleri Quirino Cristiani tarafından yapıldı. Luis Puenzo'nun yönettiği La historia oficial (1985) ve Juan José Campanella'nın El secreto de sus ojos (2009) yabancı dilde en iyi film Oscar'ı kazanmıştır.

INCAA istatistiklerine göre Arjantin sinema tarihinde en çok izlenen Arjantin yapımı sinema filmleri Damián Szifron'un Relatos salvajes (3,9 milyon), Pablo Trapero'nun El Clan (2,6 milyon), Juan José Campanella'nın El secreto de sus ojos (2,4 milyon) ve Metegol (2,1 milyon), Ariel Winograd'ın El robo del siglo (2 milyon)'dur.

Notlar[değiştir | kaynağı değiştir]

Onsekizinci yüzyılın sonunda İspanyol İmparatorluğu’nun Amerika'daki topraklarında dört önemli bölüm vardı: (Meksiko’da 1535'te kurulan) Yeni İspanya, (Lima’da 1542’de kurulan) Peru, (Bogotá’da 1739’da kurulan) Yeni Granada ve (Buenos Aires’te 1776’da kurulan) Rio de la Plata idi.[13]

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ La educación intercultural bilingüe en Santiago del Estero, ¿mito o realidad? [La cámara de diputados de la provincia sanciona con fuerza de ley.] (İspanyolca). Cámara de Diputados de la Nación. s. 1. 7 Ağustos 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ocak 2021. Declárase de interés oficial la preservación, difusión, estímulo, estudio y práctica de la lengua Quíchua en todo el territorio de la provincia [..] 
  2. ^ Enseñanza y desarrollo continuo del idioma galés en la provincia del Chubut. Expresión de beneplácito. Menna, Quetglas y Austin [Chubut eyaletinde Galce'nin eğitimi] (PDF) (İspanyolca). Cámara de Diputados de la Nación. s. 1. 11 Mayıs 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Ocak 2021. Declarar de interés de la Honorable Cámara de Diputados de la Nación la enseñanza y desarrollo continuo del idioma galés en la provincia del Chubut [..] 
  3. ^ a b c d e f g h i j k l Abad de Santillán, Diego (1971). Historia Argentina (İspanyolca). Buenos Aires: Tipográfica Editora Argentina. 
  4. ^ a b Balmaceda, Daniel (2012). Historias insólitas de la historia argentina (İspanyolca). Buenos Aires, Arjantin: Editorial Sudamericana. ISBN 978-9500738699. 
  5. ^ a b c d e f g h i j k l Lynch, John (2001). Argentine caudillo: Juan Manuel de Rosas (İngilizce). Wilmington, Del.: SR Books. ISBN 978-0842028981. 
  6. ^ a b c d e f g h i j k l m n o p q r s t u