1922 Manisa yangını - Vikipedi

1922 Manisa Yangını
Türk Kurtuluş Savaşı sırasında Yunan yakıp yıkma taktiği'nin parçası
Manisa şehrinin 1922 yangınından önceki planı.
BölgeManisa
Tarih5-8 Eylül 1922
ÖlüBinlerce (James Loder Park'ın tahmini)-4.355 (Türk kaynakları)
İşleyenlerYunan ordusu

1922 Manisa yangını, 5 Eylül 1922 gecesi başladı ve 8 Eylül'e kadar devam etti ve yangının sonucunda şehirdeki binaların yüzde 90'ı yıkıldı (~10.000 bina).[1][2] Olaylar Türk-Yunan Savaşı (1919-1922) sırasında meydana geldi. Yangın Türk ordusu önünde geri çekilen Yunan askerleri tarafından başlatıldı.[3] ABD Viskonsülü James Loder Park, Manisa'da ve komşu bölgedeki kurbanların sayısını binlerle tahmin etmektedir. Türk kaynakları ise Manisa kasabasında 4.355 kişinin öldüğünü iddia ediyor.[4][5]

Arka plan[değiştir | kaynağı değiştir]

Manisa, Batı Anadolu'da Spil Dağı'nın eteğinde bulunan tarihi bir kent, 15. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'na katıldı. 19. yüzyılda Anadolu'nun Ege Bölgesi'nin en büyük şehirlerinden biriydi. Osmanlı döneminde Manisa'yı Osmanlı şehzadeleri sancak beyi olarak yönettikleri için[6] (Şehzadeler Şehri) olarak da bilinir. Şehirde Osmanlı mimarisinin birçok örneği inşa edilmiştir, mesela 1586 yılında III. Murad için Mimar Sinan tarafından inşa edilen Muradiye Camii gibi.[7][8]

Yangından 4 ay sonra çekilmiş bir fotoğraf. Ön sıranın en solunda oturan adamın yakılan bir binada sıkışıp kaldıktan sonra aklını kaçırdığı not edilmiş. 12 Ocak 1923. Frédéric Gadmer-Albert Kahn Koleksiyonu

19. yüzyılda yangından önce şehrin nüfusu 35.000[9] ve 50.000[10] arası tahmin ediliyor. Şehirde farklı dini ve etnik gruplar bulunuyordu, Hristiyanlar, Yahudiler ama çoğunluğu Müslüman Türklerdi. 19. yüzyılda Gayri Müslim gruplarda bir artış oldu, çoğunlukla Yunanlarda. 1865 yılında İngilizler tarafından toplam 40,000 ve azınlıklar 5.000 Rum, 2.000 Ermeni ve 2.000 Yahudi olarak tahmin edilmiştir.[11] 1898 yılında nüfusu Osmanlı dilbilimci Şemseddin Sami göre toplam 36,252, bunlardan 21.000 Müslümanlar, 10.400 Yunanlar, 2.000 Ermeniler olarak tahmin edilmiştir.[12]

Birinci Dünya Savaşı ardından Yunanistan Müttefik Güçler tarafından desteklenerek 15 Mayıs 1919 tarihinde İzmir'e çıkartma yapar ve çevre bölgeyi işgal etmeye başlar. Manisa kasabası silahlı muhalefet olmadan 26 Mayıs 1919 tarihinde Yunan askerleri tarafından işgal edildi.[13] Üç yıldan fazla süren işgal sırasında, yerel Türklerin kötü muameleden şikayetleri oldu.[5] Savaş sırasında Türkler ve Yunanlar arasında karşılıklı mezalim uygulandı.

Yangın[değiştir | kaynağı değiştir]

Yangından önce Manisa'ya genel bir bakış. Fotoğraf kuzey yönüne doğru çekilmiştir. Ön planda gözüken Sultan ve Muradiye camileri ve Cami-i Kebir mahalle çevresi. Bu camilerin etrafında küçük bir alan yangından kurtarıldı.

Türk ordusunun Ağustos 1922 tarihinde başlayan saldırıları karşısında Yunan orduları İzmir ve Ege kıyılarına doğru çekildiler. Geri çekilme sırasında, kasaba ve köyleri yaktılar ve yol boyunca Türk halkına zulüm uyguladılar.[14] Manisa'nın doğusundaki Alaşehir ve Salihli gibi Kasabalar, yakıldı. Manisa'da yangından birkaç gün önce, şehrin yakılacağı söylentileri dolaşmaya başladı.[5] Türk kaynaklarına göre, Rum ve Ermeni nüfusunun şehri terk etmesine Yunan ordusu tarafından izin verildi.[5] Batılı kaynaklara göre Hristiyanlar genel olarak Türk ordusu gelmeden önce kaçtılar.[14] Türk kaynakları, yerli Türklerin ve Müslümanların yangın gününe kadar evlerinde kalmalarının emredildiğini iddia ediyor.[5]

Şehrin yakılması Yunan ordusu tarafından itina ile organize edildi ve yangınlar özel organizeli gruplar tarafından birden fazla yerde başlatıldı.[1] Türk kaynaklarına göre kundakçıların önemli bir kısmı yerli Rumlar ve Ermeniler'den oluşuyordu.[5] Salı 5 Eylül gecesi ve 6 Eylül sabahı, yangınlar Çarşı mahallesinde ve başka yerlerde başladı.[5] Birçok insan güvenli yere ulaşmak için evlerini terk etti ve dağlara ve tepelere doğru kaçtı.[2] Bu kaos sırasında bazı insanlar Yunanlar tarafından öldürüldü ya da yandı.[5] Kaçan nüfus birkaç gün boyunca dağlarda saklandılar.[5][15] Bu arada Türk ordusu hızla ilerlemeye devam etti ve bazı arta kalan Yunan birlikleri ile çatışmadan sonra 8 Eylül'de şehrin kalıntıları üzerinde kontrolü ele aldı.[2] Fakat o sırada zaten şehrin çoğu yıkılmıştı.

Gülfem Kaatçılar İrem, küçük bir kız olarak yangına tanık oldu ve ailesi ile tepelere kaçtı, onun hatırladıkları:

"Sabaha karşı milislerden kaçtıktan sonra, tepelerde gizlemek için kuru bir dere yatağına tırmandık. Biz tırmanırken, şehir yanıyordu, ve biz onun ışığı ile aydınlatıldık ve ısısı bizi ısıttı. Şehir üç gün ve üç gece yandı. Ben evlerin pencere camlarını bomba gibi patladığını gördüm. Üzüm reçeli gibi köpüren, birbirine yapışmış. Havada kendi ayakları ile ölü inekler ve atları, balonlar gibi. Eski ağaçlar kökleri ile devrildi. Ben bu şeyleri unutmadım. Isı, açlık, korku, koku. Üç gün sonra, aşağıda vadide toz bulutları göründü. At sırtında Türk askerleri; biz onları tepelerde bizi öldürmeye gelen Yunanlar sanıyorduk. Ben yeşil ve kırmızı bayraklar taşıyan üç asker hatırlıyorum. İnsanlar ağlıyor, atlarının toynakları öpüyordu "Bizim kurtarıcılarımız geldi diye."[15]

Akıbet[değiştir | kaynağı değiştir]

Şehir neredeyse tamamen Cemalettin adında bir Türk mimar tarafından modern bir plana göre yeniden inşa edildi.[16] Şehir tarihi yapılarını ve öğelerinin birçoğunu kaybetti, ancak iki selatin Osmanlı camii'sinin etrafındaki küçük bir alan kurtuldu. Sonraları kasaba tekrar büyüdü ve 2012 yılında 309.050 nüfusuna ulaşmıştı.[17]

Hasar[değiştir | kaynağı değiştir]

Yangından sonra bir caddenin bir resmi.

Daha sonra, harap şehir ve çevresi, çok sayıda insan tarafından gezildi. Türk hükûmeti Tetkik-i Mezalim veya Tetkik-i Fecayi heyeti adında bir komisyon kurdu ve bunlar olayları ve mezalimi araştırmış ve belgelemiştir.[5] Ünlü Türk kadın yazarı Halide Edip yangından sonra şehri gördü. Fransız hükûmeti temsilcisi, Henry Franklin-Bouillon, şöyle demiştir: "Magnesia (Manisa) kentinde 11.000 evden sadece 1.000'i ayakta kalmıştır.[18] Patrick Kinross'a göre: "kutsal tarihi Manisa şehri içindeki on sekiz bin binadan sadece beş yüz ayakta kalmıştır."[19] Toplam ekonomik hasar elli milyondan fazla lira (çağdaş değer)olarak tahmin edilmiştir.[5] Yunan askerlerinin bazıları, şehrin yeniden inşasında kullanıldı, Karaköy camii'nde olduğu gibi.[5]

İstanbul'da Amerika Birleşik Devletleri Konsolos Yardımcısı, James Loder Park, Yunan çekilişinden hemen sonra yaptığı gezide durumu şöyle açıkladı:[1]

Manisa ... neredeyse tamamen yangında silindi ... 10.300 ev, 15 cami, 2 hamam, 2.278 dükkân, 19 otel, 26 villa ... [] imha edildi... "
"1. Partimiz tarafından ziyaret edilen iç şehirlerin imhası Rumlar tarafından gerçekleştirilmiştir. "

"3. Bu şehirlerin yakılması ne düzensiz, ne de aralıklı, ne de kaza değildi, ama iyi planlanmış ve iyice düzenlemişti."
"4. Fiziksel şiddet uygulandığının birçok örnekleri vardı, tam rakamlar elde etmek imkânsız fakat yaşanan olayların çoğu kasıtlı ve nedensiz. Yunanlar tarafından bu dört şehirde işlenen 'zulümler', güvenli bir şekilde binlerle tahmin edilebilir. Bunlar böyle tür vahşetin her üç olağan tipi, yani cinayet, işkence ve tecavüz'den oluşuyordu. "

Mağdurlar[değiştir | kaynağı değiştir]

Batı Anadolu haritası ve diğer şehirler ile Manisa'nın konumu.

Yangın sırasında kurbanların toplam sayısı tam olarak bilinmemektedir. Türk kaynakları 855 kişinin vurularak ve 3.500 kişinin alevler içinde öldüğünü tahmin ediyor.[4][5] Çekilen Yunanların tarafından yakılan birkaç yakın kasaba ile bir karşılaştırma yapılabilir. Alaşehir'de 3.000 ve Turgutlu'da 1.000 ölünün olduğu tahmin edilmiştir. Yaralı sayısı da bilinmiyor, Türk kaynakları üç yüz kızın Yunanlar tarafından kaçırıldığını ve tecavüz edildiğini belirtiyorlar.[4] Birçok tecavüz mağduru korkusundan ya da utancından bu konuda sessiz kaldığı düşünülüyor.[5] Esir alınan Yunan askerlerinin bazıları tecavüz ettikleri Türk kadınları tarafından linç edildi.[5]

Olaylar yağma eşliğinde gerçekleşti ve insanlar, ateşte eşyalarını ve mallarını kaybettiler.[20] Evlerin sakinleri yıkıntıları arasında bir süre yaşadı ya da sağlam kalan binalarda birlikte kalabalık bir şekilde oturdular.[21] Kamil Su mahallesine döndüğünde cesetler ve yıkılan binaların arasından geçti, tarihi Aydın Camii'nin sadece duvarları ayakta kalmıştı.[5] Tamamen yıkılan kendi evininin önünde yabancı bir erkek cesedi yatıyordu.[5]

Türk edebiyatında[değiştir | kaynağı değiştir]

Falih Rıfkı Atay şöyle yazmıştır:[22]

"Henüz çürümeyen cesetler ve neredeyse henüz tüten yangınlar içinden geçiyorduk. Yanıp külleri savrulan Manisa’ya, cetlerimizin şehrine iki eli böğründe bakakaldık. Yunanlar çekilişlerinde yok edici bir tahrip yapmışlardı. Yanmayanlar, vakit bulup da yakamadıkları, yaşayanlar fırsat bulup da öldüremedikleri idi. İki millet arasında yalnız birinin arta kalacağı bir boğazlaşma geçmiş olduğunu görüyorduk. Yunanlar Batı Anadolu’yu Türkler için oturulmaz bir çöle çevirmek istemişlerdi…"

İlhan Berk küçük bir çocuktu ve Deveciler mahallesinde oturuyordu, onun ablası yangında öldü ve kendisi Uzun Bir Adam kitabında hatıralarını yazdı.[21] Tarihçi Kamil Su, 13 yaşında Alaybey mahallesinde oturuyordu, olayları yaşadı ailesiyle dağa kaçtı. Sonradan Manisa ve Yöresinde İşgal Acıları, adlı eseri yazdı.[5] Ressam Cemal Tollu, yangına Türk ordusunda bir asker olarak şahit oldu ve 1968'de "Manisa Yangını" tablosunu boyadı.[23][24]

Resimler[değiştir | kaynağı değiştir]

Ayrıca bakınız[değiştir | kaynağı değiştir]

Bibliyografya[değiştir | kaynağı değiştir]

  • Fisher, Sydney Nettleton (1969), The Middle East: a History, New York: Alfred A. Knopf 
  • Kinross, Patrick (1960). Atatürk: The Rebirth of a Nation. Weidenfeld & Nicolson. ISBN 978-0-297-82036-9. 8 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Haziran 2014. The Turkish forces hurried...to overtake the Greeks before they could decimate all Western Anatolia 'by fire and sword'...Already most of the tons in its path were in ruins...One third of Ushak no longer existed. Alashehir was no more than a dark scorched cavity, defacing the hillside. Village after village had been reduced to an ash-heap. Out of the eighteen thousand buildings in the historic holy city of Manisa, only five hundred remained."...Everywhere the Greek troops, especially those from Anatolia...carried off Christian families that their quarters too might be burned and not a roof left for the advancing Turks...They pillaged and destroyed and raped and butchered...permeating the atmosphere...was the stench of unburied bodies, of charred human and animal flesh. 

Kaynakça[değiştir | kaynağı değiştir]

  1. ^ a b c U.S. Vice-Consul James Loder Park to Secretary of State, Smyrna, 11 April 1923. US archives US767.68116/34

    Consul Park concluded:
    "1. The destruction of the interior cities visited by our party was carried out by Greeks."
    "2. The percentages of buildings destroyed in each of the last four cities referred to were: Manisa 90 percent, Cassaba (Turgutlu) 90 percent, Alaşehir 70 percent, Salihli 65 percent."
    "3. The burning of these cities was not desultory, nor intermittent, nor accidental, but well planned and thoroughly organized."
    "4. There were many instances of physical violence, most of which was deliberate and wanton. Without complete figures, which were impossible to obtain, it may safely be surmised that 'atrocities' committed by retiring Greeks numbered well into thousands in the four cities under consideration. These consisted of all three of the usual type of such atrocities, namely murder, torture and rape."
    "Cassaba (present day Turgutlu) was a town of 40,000 souls, 3,000 of whom were non-Muslims. Of these 37,000 Turks only 6,000 could be accounted for among the living, while 1,000 Turks were known to have been shot or burned to death."
  2. ^ a b c Emecen, Feridun Mustafa (2006). Tarihin içinde Manisa. Manisa Belediyesi. s. 6. ISBN 9789759550608. Yunan kuvvetleri çekilirken 5 Eylül Salı günü şehri ateşe verdiler, akşam söndürülen yangın sabah çarşı kesiminde tekrar başladı ve 8 Eylül'de kendiliğinden söndü. Yangın sırasında halk dağlara kaçtı, bu büyük yangın neredeyse şehrin tamamını etkiledi, 10.700 ev, on üç cami, 2728 dükkân, on dokuz han yandı, Manisa tam bir harabeye dönüştü. 8 Eylül’de Türk birlikleri Manisa yakınlarındaki küçük bir çarpışmanın ardından şehre girdi. Cumhuriyet döneminde bu tahribatın izleri kapandı ve şehir yeniden gelişmeye başladı." 
  3. ^ Freely, John (2010). Children of Achilles: The Greeks in Asia Minor Since the Days of Troy. .B.Tauris. s. 212. ISBN 9781845119416. 8 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Haziran 2014. Manisa, which was burned to the ground by the Greeks when they evacuated the town. 
  4. ^ a b c Ergül, Teoman (1991). Kurtuluş Savaşında Manisa, 1919-1922. Manisa Kültür Sanat Kurumu. s. 337. 14 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Haziran 2014. Daha acısı 3500 kişi ateşte yakılmak ve 855 kişi kurşunlanmak suretiyle öldürülmüştü. Üç yüz kızın ırzına geçilmişti. Sadece bir mahalleden 500 kişi götürülmüştü. Ölü veya diri oldukları hakkında bir bilgi alınamamiştır." 
  5. ^ a b c d e f g h i j k l m n o p q r Su, Kamil (1982). Manisa ve yöresinde işgal acıları. Kültür ve Turizm Bakanlığı. ss. 26-87. 29 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Haziran 2014. 
  6. ^ Ayliffe, Rosie (2003). Turkey. Rough Guides. s. 313. ISBN 9781843530718. 2 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Haziran 2014. Later, the Ottomans sent heirs to the throne here (Manisa) to serve an apprenticeship as local governors, in order to ready them for the rigours of Istanbul palace life. 
  7. ^ Richardson, Terry; Dubin, Marc (2013). The Rough Guide to Turkey. Rough Guides UK. ISBN 9781409332473. 15 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Haziran 2014. 
  8. ^ Jayyusi, Salma Khadra; Holod, Renata; Raymond, André; Attilio Petruccioli,, Attilio Petruccioli, (2008). The City in the Islamic World. BRILL. s. 469. ISBN 9789004171688. 13 Eylül 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Haziran 2014. Murat III (1574–1595) donated his Muradiye to the town of Manisa, one of the two Anatolian seats of crown princes. 
  9. ^ United States. Dept. of State (1866). Papers Relating to Foreign Affairs, 3. U.S. Government Printing Office. s. 311. 8 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Haziran 2014. this is a florishing city of about 35,000 inhabitants, about one-fourth of whom are Greeks and Armenians 
  10. ^ Adams, Charles Kendall (1895). Johnson's universal cyclopaedia, Volume 8. A.J. Johnson Co. s. 310. 8 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Haziran 2014. 
  11. ^ Clarke, Hyde (1865). On the Supposed Extinction of the Turks and Increase of the Christians in Turkey. A paper read before the Statistical Society of London. Journal of the Statistical Society of London. s. 283. 13 Eylül 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Haziran 2014. 
  12. ^ M., Th. Houtsma (1993). E.J. Brill's First Encyclopaedia of Islam, 1913-1936, Volume 5. BRILL. s. 246. ISBN 9789004097919. 8 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Haziran 2014. 
  13. ^ ÇAGRI, ERHAN (1999). "GREEK OCCUPATION OF IZMIR AND ADJOINING TERRITORIES REPORT OF THE INTER-ALLIED COMMISSION OF INQUIRY (MAY-SEPTEMBER 1919)" (PDF). SAM PAPERS No. 2/99. 29 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 29 Mayıs 2014. 
  14. ^ a b Chenoweth, Erica (2010). Rethinking Violence: States and Non-state Actors in Conflict. MIT Press. s. 49. ISBN 9780262014205. 8 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Haziran 2014. The Turkish counter-offensive, which began in August 1922, routed the Greeks and within two weeks led to the evacuation of what remained of the Greek Army from Smyrna. The retreating Greeks left a trail of scorched earth behind them as they torched Turkish towns and villages along their line of retreat, killing thousands in the process. Christian civilians (Greeks and Armenians) fled before the advancing Turks. 
  15. ^ a b Neyzi, Leyla (2008). Remembering Smyrna/Izmir (PDF). History and Memory. s. 115. 8 Ekim 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 22 Haziran 2014. As Manisa was torched by the Greeks, the townspeople fled to the hills. It was here that they would remain “for three days and three nights.” 
  16. ^ KARAKAYA, EMEL. RECONSTRUCTION OF ANATOLIA FOR THE CONSTRUCTION OF NATION-STATE: ROLES ATTAINED TO ANKARA AND İZMİR (PDF). 1 5 t h INTERNA T IONAL PLANNING H ISTORY SOCIETY CONFERENCE. 15 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 22 Haziran 2014. 
  17. ^ "Main cities". Geohive. 3 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Mayıs 2014. 
  18. ^ "Turks halt embarkation of all Smyrna refugees; Quit the neutral zone" (PDF). Rome Daily Sentinel. 23 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 24 Mayıs 2014. visiting the areas devastated by the Greeks. He declared that out of 11.000 houses in the city of Magnesia only 1.000 remained 
  19. ^ Kinross 1960, s. 318.
  20. ^ Hirschon, Renée (2008). Crossing the Aegean: An Appraisal of the 1923 Compulsory Population Exchange between Greece and Turkey. Berghahn Books. s. 200. ISBN 9780857457028. 13 Eylül 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Haziran 2014. 
  21. ^ a b ŞEN, Can (2013). "MANISA IN ILHAN BERK'S CHILHOOD AND YOUTH MEMORIES" (PDF). Celal Bayar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü. 3, 11. ss. 348-349. 29 Mayıs 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Mayıs 2014. lived his chilhood and youth years in Manisa. In his work entitled “A Tall Man”, the poet included his Manisa memories 
  22. ^ Atay, Falih Rıfkı (1984). Çankaya. İstanbul. s. 331. 
  23. ^ Grove Encyclopedia of Islamic Art & Architecture: Three-Volume Set. Oxford University Press. s. 340. ISBN 9780195309911. 
  24. ^ "Fire of Manisa (painting)". Turkresmi. 14 Ağustos 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Mayıs 2014.